27 Mart 2011 Pazar

İleri Demokrasi

Yetmez ama evetçiler ile boykotçuların büyük destekleri ile geçtiğimiz ileri demokrasi günlerinin tadını çıkarıyoruz.

Her ileri şeriat demokrasisinde olduğu hırsızların elinin kesilmesi ile yetinmeyen büyüklerimiz düşünenlerin kitaplarını okus pokus ile yok etmeyi başarıyorlar. Bir sonraki aşama olarak düşünenlerin kafasının kesilmesi ve sorunun kökten çözülmesi planlanmakta.

Geçin karşısına, alın gül suyu kokteylinizi elinize, yudumlayın. Mutluluğun keyfini çıkarın!

Herkes Gider Mersin'e

Çok disiplinli, teknolojide en ileri bir ülke olan Japonya'da bile Nükleer tehlike yaşanıyor. Almanya eski santralları kapatma, İsviçre yeni nükleer santral yapmama kararı aldı. Sn. Erdoğan ise "her şeyin riski var." diyerek güzelim Mersin Akkuyu'yu mahvedecek nükleer santraldan vaz geçilmeyeceğini açıkladı.

Bu durumda hem Türkiye hem Akdeniz için olacak tüm risklerin heabını vermeye hazır olmalıdır. Hukuken olmasa bile vicdanen olacak her sorundan sorumlu olacaktır.

Bu kadar güneş enerjisi, rüzgar olanakları olan bir ülkede ülke ihtiyacının %1'ini ancak karşılayacak bir santral için hepimiz tehlike altına giriyoruz.

Uyanın!

Not: Bu yazı 15 Mart 2011'de yazılmış erişim sorunları nedeniyle bloga geç eklenmiştir.

5 Mart 2011 Cumartesi

Olmayan Adaletin Sarayı!

Dünyanın en büyük adliye sarayını açtı Sn. Erdoğan. En uzun davalar, en uzun tutukluluk süreleri artık burada daha rahat gerçekleşecek. 318 tutuklu,dünyanın en uzun iddianamesi, olası en uzun davası 328 bin metrekarelik bu dev binada görülmeyecek ama olsun. Yakında sanık sayısı 328 bine yükselince bu değerli, süper binaya da gerek duyulur herhalde. Sn. Erdoğan daha önce Diyarbakır'a da dünyanın en büyük cezaevi sözünü vermişti. Yanılıyorsun o sadece cezaevi sözü vermişti diyorsanız dünyanın en büyüğünden aşağısını yakıştıramam. Binada 442 hakim, 4.420 sorgu, 44.200 hücre odası varmış. Balbay'da azılı suçlu olarak hücreye atılmış.

Bir reklamdaki "Gelecek de bir gün gelecek" sloganı gibi elbet "Adaleti de görecek bu memleket!"