29 Haziran 2014 Pazar

OKUDUĞUM SON 9 KİTAP

1)Ve Dağlar Yankılandı/Khaled Hosseini/Everest

Afganistan'da geçiyor roman. Bir ülkenin yıllar içinde nereye geldiğini iki kardeşin hikayesi üzerinden anlatan sürükleyici bir roman.

2) Utanç/J.M. Coetzee/CAN

Nobel ödüllü yazarın güzel bir romanı. 40 yaş üstü bir profesör ve öğrencisine taciz olayı ve Güney Afrika kırının zor yaşamı. Kadınlar, taciz ve tecavüz üzerine sert birroman.

3) Aspidistra/George Orwell/CAN

Kapitalizmin boyunduruğuna girmek istemeyen ve çok sınırlı bir parayla geçinmek zorunda olan bir gencin öyküsü. Bu genç şairin dramatik öyküsü. Orta sınıfın özentisi ile ince bir alay var romanda.

4) Bazı Kadınlar/Alice Munro/CAN

Bu öykü kitabında çeşitli kadın öyküleri anlatılıyor.

"İnsanların kendilerini bir takım kisvelerin içine hapsetmeleri" diyordu mektupta, "bence çok aptalca. Bir mühendis, ya da doktor veya jeologun giysilerinden bahsediyorum ve sonra da derinin bu elbiselerin üzerlerine geçmesinden,yani elbiselerin deriye işlemesinden, ardından da kişinin bunları asla üzerinden çıkaramamasından. ..."

"Bir erkeğin odayı terk ettiğinde, o odadaki her şeyi geride bıraktığını asla unutma", demişti ona, arkadaşı Marie Mendelson. "Bir kadınsa, odadan dışarı çıktığında, o odada olmuş her şeyini beraberinde götürür."

5) Yolların Başlangıcı/Amin Maalouf/YKY

Dağ'lı (Lübnan,Suriye) bir aile. Misyoner eğitim faaliyetleri. Küba'ya göç etmiş bir kardeş. 20. yüzyıl başlarında geçen ve o karışık dönemlerde Ortadoğu'nun karışık yaşantısında bir hayat.

"Doğulular, Batı'nın onları geçmiş olduğunu gördüler, ama bunun nedenini bir türlü anlamadılar. Bir gün yakasına çiçek iliştirmiş bir Batılı gördüler. Demek buymuş, dediler kendi kendilerine, bunların ileri olmasının nedeni! Biz de yakalarımıza çiçekler takarsak, onları yakalarız! ..."

6) Körlük/Jose Saramago/CAN

Bir gün bulaşıcı körlük yayılır ve körler çoğunluk haline gelir. İnsanlık ile hayvanlık arasında nasıl milimetrik bir yakınlık olduğunu görüyoruz. Bir çok insani kısıtlamayı başkaları görüyor diye yapmadığımız bu romanda açıkca ortaya konuyor.

7) Gölgeler ve Hayaller Şehrinde/Murat Gülsoy/CAN

1908 yılında İstanbul'a gelen bir gezgin gazeteci kökenlerine iner.

Sürükleyici bir roman.

8) Joy'un Son Günü/Jonathan Lee/YKY

İş dünyasının ve bugünkü özel yaşamlarımızın ne kadar riyakar olduğunu bu roman bir kez daha vurguluyor bizlere. İntihara sürüklenen bir çalışanın son anları.

9) Sivrisinek Sahili/Paul Theroux/YKY

Amerika'nın kapitalist gelişiminden hiç memmun olmayan bir mucit. Honduras'a gidip ailesiyle bir macera yaşıyor. Oğlunun ağzından anlatılan bu roman insanın babasına saygısı, azmin yapabilecekleri ile maceranın beklenmedik sonuçlarını heyecanla okuyoruz.

25 Haziran 2014 Çarşamba

Çatı Adayı

Bir çok yazar ve aydın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP-MHP ortak aday çıkarmalı dedi. Buna İşçi Partisi çevreleri de dahildi.

MHP ile çıkarılacak ortak adayın bir çok kimseyi memmun etmeyeceği unutulmuş, sanki bu kurtuluş gibi manşetlerden sunulmuştu.

Olası bir kaç adaydan söz edelim ve ne tepkiler alacakdı diye varsayalım.

İlker Başbuğ. MHP kabul edebilirdi. Ama darbeci tepkileri, orduyu yine yardıma çağırdı tepkileri geleceği kesindi. Ayrıca hakkında bozulan karar yeniden yargılama da ciddi bir sorun yaratırdı.

Metin Fevzioğlu. Daha aday bile olmadan Balyoz ve Ergenekon için başbakanla görüşmesinden ne tepkiler aldığı ortada. Hatta başbakanın terkettiği Danıştay konuşması bile CHP'lilerce eleştirildi.

Deniz Baykal. AKP'ye karşı hiç bir seçim kazanamamış, hatta partisini barajın altında bırakmış bir Baykal -MHP kabul etse bile- nasıl aday olacakdı. Kendisini başkanlıktan eden kasetlerin daha farklı versiyonları havada uçuşmayacak mıydı?

Meral Akşener. MHP elbette kabul ederdi. Bir kadın CB adayı iyi olurdu. Ama gelecek eleştirileri, yakıştırmaları yazmam bile zor.

Peki bu durumda Ekmeleddin İhsanoğlu doğru aday mı? Bence hayır. Burada ana yanılgı CHP'nin dindar aday göstermeden bu seçimi alamayız kanısından geliyor. Yani bu kanı CHP yönetiminde kaldıkça çok farklı bir sonuç beklemeyin.

Yapılacak en büyük hata ise açıklanan adaya CHP içinden karşı çıkmalar, hatta farklı aday göstermeye kalkmalardı. Malesef bu yapıldı. Zaten tanınmayan aday hem çok geç açıklandı hem de bir kakafoni görüntüsü verdi parti adaya önce sahip çıkıp seçimden sonra çok net özeleştiri yapmak yerine.

Yerel seçimlerde denenen ve bir tek Hatay'da sonuç veren, Ankara'da aslında kazamıldığı halde sonuç alınamayan anlayış yeterli eleştirilmedi parti içinde. Belediye başkanlığı gibi yereli çok ilgilendiren bir konuda sandığa sahip çıkamayan CHP, CB seçimlerinde sandığa sahip çıkabilecek mi? Hiç sanmam.

Ekmeleddin beyin Abdullah Gül veya Erdoğan'dan farkı yok demek ise en azından kendisini seçtiren partiler farklı olduğu için doğru değil.

Karanlığı yırtma için 2. umut olan bu CB seçimleri de ne yazık ki ziyan edildi!

8 Haziran 2014 Pazar

Beceriksiz Muhalefet

Cumhurbaşkanlığı seçimine 2 ay kaldı halen muhalefet aday belirlemek yerine adayın niteliklerini tartışıyor. Seçilecek adayın kendini halka anlatmaya zamanı kalmayacak.

Bir de hiç bir seçimi kazanamamış Baykal'ın adı geçiyor. Bütün bunları en baştan pes etmiş muhalefetin kaybetmeye mazeret hazırlaması olarak algılıyorum.

Savaş önce zihinde kazanılır. En baştan nasılsa seçilemez muhalefetin adayı diyen hatta AKP içinden muhalefet adayı göstermeye kalkan bir muhalefeti hak etmiyor bu halk.

Seçim barajları ve lider sultası ile tıkanan toplumsal direniş elbette bir yolunu bulup bunları da aşacaktır ama bu süreç bir çok badireye açık olacaktır.