29 Eylül 2008 Pazartesi

Nükleer Santral İhalesi ve Rekabet

Hatırlanacağı gibi bir yıl önce Avrupa'da çok geri kalmamıza , ihalenin hazırlık süresi sorunu olmamasına karşın 3. Nesil ihalesine tek bir teklif gelince rekabet oluşmadı diye ihale iptal edildi ve Türkiye 2 yıl kaybetti.
Şimdi Nükleer Santral ihalesinde bir çok firma erteleme istediği halde erteleme verilmedi ve ihaleye tek teklif geldi. Bu durumda bu ihale de iptal edilmeli rekabet oluşmadığından. Bakalım sonuç ne olacak?
Yenilenebilir bir çok enerji kaynağımız değerlenmemişken, enerji iletiminde güç kaybını azaltacak önlemler alınmamışken, nükleer santraller her tür yönetimsel boşluk sonucu çevre felaketi tehlikesine açıkken nükleer santrallara hayır diyorum.

24 Eylül 2008 Çarşamba

OKUDUĞUM SON 2 KİTAP

1) Latife Tekin/Muinar/EverestLatife Tekin deneysel bir roman denebilecek bu romanında bugünlere bir çok gönderme yapıyor. İnsanın içine giren bir tür "cin" içine girdiği kadını çeşitli deneylere taşıyor. Okunması biraz zor olduğunu söylemek zorundayım.
"Aşkı batsın bu kadınların, bir tanesinin de dünya üzüntüsünden kafayı bozduğunu görsem, ha ne olur...."
" ... niye öyle Zabire Kebir suratlı hepsi, hükümetçe çöl tüccarlarının reenkarnasyonu bunlar, dirildiler kulak kulağa fısır fısır, incir değil, fındık değil, ne satıyorlar?"
2) Adam Fawer/Olasılıksız/APRIL Yayıncılık
Da Vinci Şifresini okuyanlar sürükleyici bir kitap kurgusunun nasıl en üst düzeyde olabileceğini çözmüştür. Adam Fawer da aynı yöntemi izliyor. 472 sayfa olan kitap bir kaç günde rahatça okunuyor. Olasılık teorisi ve kuantum fiziği üzerine bir çok bilgi de ediniyoruz kitabı okuyarak.
Son derece sürükleyici ve düşündürücü. Acaba Laplace'ın şeytanı gerçekten var mı? Acaba şizofrenler aslında geleceği mi görüyor?
"Çünkü, eğer olasılıklar kasadan yana olmasa, kasa para kaybederdi ve sonunda kasa kalmazdı."
"Özünde tüm maddeler iki şeydir. Farklı ortamlarda farklı özellikleri vardır, hepsi aynı anda ölçülünceye kadar."
"Kararlar doğru veya yanlış değildir. Kararlar karardır. Sen, sana göre en iyisini seç."

21 Eylül 2008 Pazar

Yeniden Kazanılabilir Çöp

Belediye sitemize geri dönüşebilir çöpler için çöp tenekesi koydu bir süre önce. Ben de bir aya yakındır geri dönüştürülebilir çöpleri ayırıp bu çöp tenekesine atıyorum. İlk başta hiç tahmin etmediğim kadar geri dönüşebilir çöp çıkıyor. Hatta neredeyse normal çöplerden fazla bile diyebilirim. Broşürler, demlik poşet kapları, makarna poşetleri, yoğurt kapları, teneke kutular, cam şişeler, plastik ufak parçalar ...

Eğer yakınınızda böyle bir çöp tenekesi varsa veya bu çöpünüzü en yakın markete -ki çoğu bu tür çöp tenekeleri koydu- götürebilirseniz çevreye sizde ufak bir katkıda bulunursunuz. Bu kaos ve karanlık günlerde belki de içinize iyi gelir bu duygu.

14 Eylül 2008 Pazar

Erdoğan Nasıl bir Medya İstiyor?

Başbakan Sn. Tayyip Erdoğan dün AKP Beyoğlu İlçe kongresinde konuştu. Bu konuşmada nasıl bir medya istediğine dair çok net sözler sarfetti. Bu sözler medyada yeterince tartışılmadığından buraya alıyorum.
"RTÜK'le çıkarlarınız çatışacak, RTÜK Başkanı'nı hedef alacaksınız, Belediye taleplerinizi karşılayamacak, belediye başkanına saldıracaksınız, SPK'da dosyanız var, kağıt kaçakçılığı iddiası ile ilgili savunmanızı istedi diye SPK Başkanı'na iftira atıp şantaj yapacaksınız. Hükümetle çıkar çatışmanız olacak aleyhimizde kampanya başlatacaksınız."
Bu sözleri yorumladığınızda istenenin şu olduğu kanısı sizde de uyanmıyor mu?
RTÜK'le çıkarınız varsa RTÜK hakkında hiç yazı yazmayacak, ya da RTÜK'ü övecek; Belediyeden talebi varsa belediye hakkında ya yazı yazmayacak ya da belediye uygulamaları övülerek manşet yapılacak; SPK'da işiniz varsa SPK uygulamaları övülecek; hükümetle işiniz varsa hükümetin tüm uygulamalarını övecek bir medya.

13 Eylül 2008 Cumartesi

Siyaset,Medya,Finans,İletişim ve Sanayi İlişkileri Üzerine

Güncel tartışma ve medya-siyaset savaşları 25 yıldır savunduğum ve doğruluğundan bugün de bir şey kaybetmeyen önerimi yeniden gündeme getirme getirme fırsatı verdi.Bu öneri uygulanabilseydi, son 25 yılın bir çok kirli olayı, hatta krizlerinin bir kısmı oluşmayabilirdi.
Özetle önerim kişi, gurup, holding ve şirketlerin 4 ana sektörden sadece birinde çalışabilmesinin kurala bağlanması üzerine. Bunlar medya, finans, iletişim ve sanayi/turizm/ticaret sektörleri. Örneğin bir medya patronu olan Aydın Doğan ve Doğan Holdingin sanayi, turizm, petrol , bankacılık gibi işler yapamaması. Bir iletişim devi olan Çukurova gurubunun sanayi, bankacılık yapamaması.
Bu durumda girilmeyecek bazı kriz ve sorunlara örnekler:
- Pamukbank, Çukurova, YKB , TMSF krizleri,
- Telsim, Çukurova Elektrik, İmarbank krizleri,
- Doğan, Petrol Ofisi, Hilton krizleri ...
Bu yolla elindeki medya gücünü kullanarak siyasetden sanayi/turizm yatırımı için ayrıcalık talep etmek, bankadan toplanan parayı kendi sanayi kuruluşlarına aktararak kendi bankasının içini boşaltmak, rakiplerinin iletişimlerini dinlemek veya kimlerle görüştüklerini tesbit ederek medya gücü aracılığıyla rakiplerini tehdit etmek dönemi bitecek, temiz iş yaşamına en önemli geçiş sağlanacaktır. Tabii temiz bir iş yaşamını özleyen bir siyaset varsa!

9 Eylül 2008 Salı

İMAR RANTINA SON

Son günlerde özünde imar durumu değiştirmeye dayalı bir çok rant, rüşvet ve yolsuzluk iddiası gündeme geldi. Aslında konular belediyelerin muhalefet partisi temsilcilerinin de bulunduğu meclislerinde ele alınıp onaylanıyor. Ama sayfalarca bir rapor içindeki bir ada/parselin ne anlama geldiğini meclis üyelerinin pek de bilinçli olarak oyladıkları söylenemez. Görünüşte iktidar partisi içinde de bundan şikayetler var. Öyleyse bu konuda somut ve çok etkili olabilecek önerimi aşağıda yazıyorum.
"İmar durumu değişiklikliklerinden ortaya çıkan yapı izni miktarındaki artışın her bir metrekaresi büyük şehir belediye sınırlarında lüks inşaat, şehir merkezlerinde 1. sınıf inşaat ve diğer yerlerde 2. sınıf inşaat bayındırlık birim fiyatlarından hesaplanır. Bu miktarın tapu edinme tarihinden itibaren 5 yıla kadar %40'ı, 5 yıldan önce edinilmiş mülklerde %25'i mal sahibi tarafından maliyeye bir yıl içinde ödenir. Ödenmediği takdirde imar durumundaki lehde durum eski haline döner."
Niye %40 diyorsanız çıkan ilave inşaatı kimi yerde %60, kimi yerde %40 pay ile müteahhite verilebildiği için bunun mal sahibine zarar vermeyecek minimum oran olarak düşündüm. Bu sayede imar değişiklikleri için ona, buna rüşvet dağıtma herhalde kalkar.

6 Eylül 2008 Cumartesi

Yalnız Fener

Ta uzakları aydınlatırdı
Yalnız Deniz Feneri
En çok o üzüldü
Adının kullanılmasında cukkalamalarda.
Bir gece gemiciği geçiyordu veliahtın
Çakmak istemedi söndü Fener
Kayalardan topladılar artıklarını
Kirlenmiş ilişkileriyle payitahtın.

3 Eylül 2008 Çarşamba

Ermenistan Zİyareti

Öncelikle bütün komşularımız ile sınırlarımızı tanıma ve iç işlerimize karışmama kaydıyla iyi ilişkilerden yana olduğumu belirtmek isterim. Milli Maç vesilesi ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan'a gitme kararına gelince söylenmesi gereken bazı şeyler var.Eğer halklar bir birine olumlu baksın, havayı yumuşatalım deniyorsa illaki milli maç kuraları ile maç çıkmasını beklemeye yani işi kumara bırakmaya gerek yok. Sırbistan ile ilişki düzeltme için Sırbistan ile maç, Fransa için bir başka maç beklemek çok akılcıl olmasa gerek.
Eğer gerçekten sonuç alacak bir şey yapmak isteniyorsa sınır kapılarını açmak hem Türkiye'deki bölge halkına hem Ermenistan halkına yarar ki bir şey ifade eder. Bunu yapmak için de yıllarca beklemek gerekmezdi. Bir de muhalefetin haklı bir argümanı var. "Ne değişti de bu dış politika tavrı değişikliği yapıldı?" diyorlar; çektiğimiz milli maç kurasını unutuyorlar!