29 Kasım 2014 Cumartesi

OKUDUĞUM SON 3 KİTAP

1) Çocuklar Kalıyor/Alice Munro/CAN

Kanada'li oykü yazarı Alice Munro'dan kadınlara ve hayata ilişkin, çok gerçekci bir öykü kitabı. Öykü seviyorsanız bu kitabı da seveceksiniz.

2) Miramar/Necib Mahfuz/Kırmızı Kedi

Mısır'lı ünlü yazarın okuduğum ilk romanı. Yazarı okumakta çok geç kalmışım.

Devrim günleri, eski politikacılar, kadın-erkek ilişkileri ve İskenderiye. Bu roman'dan sonra Mısır'a gittiğimde neden İskenderiye'ye gitmemişim diye hayıflandım. Roman da bizden de bir şeyler bulacağınıza eminim.

3) Cehennem Deresi/Gülsen Varol/İkinci Adam

"Hasret Senfonileri" olarak başarılı bir blog yazarı olan Gülsen Varol'un okuduğum ikinci romanı.

Roman oldukça sürükleyici bir kurgu ile yazılmış. Hızla bitirilebiliyor. Karadeniz, Norveç, Antalya, kadın-erkek ilişkileri, aile ilişkileri ve bir çok hayat kesiti var romanın içinde.

Kurgu'da geçen çok sayıda tesadüf gerçeklik duygusuna oldukça zarar vermekle birlikte okumanızı salık veririm.

22 Kasım 2014 Cumartesi

Çözülme Süreci Başarıya Ulaştı

Çözüm süreci adı verilen sürecin bir çözülme süreci olduğu teşhisi çok doğru idi. Bütün gelişmeler bunu kanıtladı.

Öncelikle otoriter bir yönetim ile demokratik haklar elde edilemeyeceği belli olduğu halde, çok başarılı bir şekilde izledikleri taktiklerle son adı HDP olan PKK çizgisi başarıya ulaştı. AKP'nin seçim başarısı için her şeye hazır olduğunu çok iyi tespit ettiler. Bundan yararlanarak her tür tavizi elde ettiler.

Bir ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum Apo'nun hafif hükümlülere bile verilmeyen onlarca hakkı hangi hukukla alıyor. İstendiği an ziyaretçi gelmesi, çalışma odaları, WhatsUp mesajı bile atabilme, sekreterya. Bir kamu müdürü bile kendi sekreterini kendi belirleyemezken baş patron Apo sekreter listesi veriyor. Bırakalım komediyi çıksın dışarıya. Dışarıda olsa bu kadar rahat olmaz.

CHP'nin başındaki tutarsız tavırlar, çelişkili vekiller ise süreci daha da hızlandırdı. Kimi Dersim dedi, kimi Tunceli. Kimi çözüm sürecini destekledi, kimi karşı çıktı. Bu tutarsızlık da HDP'ye hizmet etti. CHP aslında en çok HDP'ye yarayacak ama ülke için de çok önemli olan seçim barajının kaldırılmasını teklif etti. Ama HDP ona bile sahip çıkmadı. Çünkü dertleri demokrasi değil.

Bayrağımız indirilirken karşı çıkan Kürt oldu mu? Atatürk heykelleri yakılırken, bu milletin değeridir yapmayın diyen Kürt halkından kimse oldu mu? Okullar yakılırken direnen Kürt? İş makinaları yakılırken, biz hizmet istiyoruz diyen Kürt halkından birileri? Kendimizi kandırdık yıllarca. Kürtler de birlikte yaşamak istiyor, kimse ayrılmak istemiyor diye. Kürtlerin bunlara tepkisizliği gösterdi ki bu tam bir yalan. Hepsi ayrılmak ve ayrı devlet istiyorlar.

Adını takip edemediğimiz onlarca örgüt (BDP,HDP,PKK,DTK,DBP,YPG,PYD ...) ile aslında baştan beri belli olan ama gizledikleri hedefe doğru, Amerika ve konjonktürün de desteği ile hızla ilerliyorlar.

Silahları bırakmadan, geri çekilmeden, terörden vazgeçtiğini bile açıklamadan bir çözüm süreci illüzyonu uydurdular. Milletvekili bile kaleşnikofla görülse, ruhsat sorulup suç üstü olarak göz altına alınması gerekirken, asker sırtlarında kaleşnikoflu binlerce teröristi görmezden geldi.

Korucular, askerler, polisler ve sonunda 50 kadar vatandaş da ölse halen analar ağlamıyor diyebilen yalancılar bırakın bunları.

Artık kabul edelim. Çözülme oldu. Artık boşanma nasıl olacak bari onu açıkca, mertçe tartışalım.