31 Temmuz 2010 Cumartesi

AHVAL

Son günlerde ülkemin içinde bulunduğu durum beni derinden üzmekte. Çok öncelerden uyardığım ayrımcı, kışkırtıcı hareketler giderek artıyor ve sonuç almaya yaklaşıyor. Yorum yazıp yazmamakta çok tereddüt etsem de içinde bulunduğumuz durumu bir benzetme ile açıklamak isterim.

Ana muhalefet partisi lideri dahil bir çok kişi ülkemizin insanlarının bir karpuz gibi ikiye bölündüğünü belirtiyor. Sorarım size "İkiye bölünen karpuz birleştirilebilir mi?"

18 Temmuz 2010 Pazar

Yapma Cennet

Bu hafta bir iş toplantısı için Dubai'de 3 gün geçirdim. Yoğun toplantı programından dolayı çok fazla çevreyi tanımaya fırsatım olmadı ise de bazı izlenimlerimi yazmak istiyorum.

Yerleşim yerlerinin neredeyse tamamen gökdelenlerle dolu olduğu, çok yoğun bir yapılaşma süreci içindeki ülke bazı yönleri ile diğer Arap ülkelerinden farklı. Ulaşım açısından bir toplama noktası (hub) özelliği var. Şeriat kuralları yerine daha liberal bir yapı sayesinde yabancı uzmanları ülkede kolaylıkla istihdam edebiliyor. Bunun üstüne bir de vergi cenneti olması eklenince yabancı şirketlerin Ortadoğu,Afrika merkezlerini çekmek oldukça kolay.

Modern bir ülke görünümü veriyor br çok açıdan ama çok yapay, tarihden yoksun, kültürel birikim içermeyen hali de var. Çok sıcak iklim nedeniyle klimalı kapalı ortamlara mahkum oluyorsunuz gece , gündüz.

Ülkemizin çok daha uygun iklimi, binlerce yıllık kültürü, tarihi dokusu düşünülünce ülke çıkarı düşünen, açık ve ileri görüşlü yönetimler olmamasının bizlere neler kaybettirdiğini bir kez daha acıyla hissettim.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Referandumda Hayır

Parlamentodan hiç bir uzlaşma aranmadan geçen ; hukuk ve demokrasimizi ağır bir şekilde zehirleyecek pakete Anayasa Mahkemesinden kısmi iptal çıktı. Bu bazılarının kafasını karıştırabilir ve kalan paketin eveti hakkettiğini düşünebilir. AYM sadece zehirin dozunu biraz azaltmıştır. Paket halen yıkıcı etkidedir. Referandumda kocaman bir HAYIR'ı hak etmektedir.

4 Temmuz 2010 Pazar

Siyasi Partiler Yasası

Uzun zamandır savunduğum siyasi partiler yasasındaki demokrasiyi gelişterecek değişiklikleri daha detaylı ele almak istiyorum.

Ön seçim zorunluluğunu defalarca yazdım. Burada önemli olan tüm üyelerin katılımı ile ön seçim yapılmasıdır. Yani delege ağalığı gibi uygulamalara son verilmesidir. Bunun da aidatını ödeyen üyelerin oy hakkı olması ile gerçekten örgütlü topluma adım atılabilir. Aidat ödemelerinin ve bir vatandaşın iki partiye üye olamaması -şu an çok örneği var- takibi bu konuda devletin açık ihale ihale bir bankayı yetkilendirmesi ile yapılabilir. Oy kullanabilecekler listesi banka tarafından verilebilir.

Bu fikri partilerin devletden alacağı yardımı düzenleyerek geliştirmek istiyorum. Siyasi partilere devlet yardımı partilerin bir önceki yıl üyelerden topladığı aidata oranlanmalıdır. Örneğin normal yıllarda bu aidat kadar da devlet yardım yapmalı, genel seçim olan yıllarda bu ikiye katlanmalıdır.

İşte bu düzenlemeler küçük kral partilerinden demokratik örgütlü toplum siyasi partilerine gidişi sağlayabilir.