26 Nisan 2010 Pazartesi

Başkanlık Sistemi

Bugünlerde başkanlık sistemi tartışması tekrar alevlendi. Her zaman sapla samanı karıştırmayı adet edinmiş, her olgunun sadece kendi yararına kısmını öne çıkaran anlayış sahipleri bu konuda da "Ne yani Amerika'da demokrasi yok mu?" vb. sözler etmekteler. Bunlara sormak isterim.

- Amerika'da eyaletler , ayrı seçimle gelen valiler, eyalet kanunları var. Bunları da getirecekmisiniz? Ne zaman baklayı çıkaracaksınız ağzınızdan?

- Amerika'da hakimler, savcılar hatta şerifler bile seçimle geliyor. Bunları da düşünüyormusunuz uygulamayı?

- Amerika'da senato ve kongre iki ayrı kanat ve başkanın dahi yasamaya hükmetmesi oldukça güç. Bu ne olacak? Tek adamın belirlediği parlamenterlerden oluşan bir parlemento ile ne ilgisi var Amerikan sisteminin?

- Cumhurbaşkanı Sn. Necdet Sezer iken neden yetkilerinden şikayet eden demeçler vermekteydiniz? Yoksa kanunların kişilere özel düzenlenemeyeceği ilkesinden bihabermisiniz?

- İsterseniz İngiltere ve İsveç'deki gibi krallık sistemi de getirilebilir. Onlar da son derece demokratik ülkeler. Bunu neden önermiyorsunuz?

Gerçekten demokratik bir siyasi partiler ve seçim kanunu olmadan, yürütmenin yasama ve yargı üzerindeki taahkümü kalkmadan başkanlık sisteminin adını bile anmak abesle iştigaldir.

18 Nisan 2010 Pazar

Köprüler Bedava Olsun

Dün bayramlar dışında ilk kez İstanbul'da BONUS kart sayesinde bedava oldu boğaz köprüleri. Trafik oldukça rahatdı.

Bu da bir kez daha gösterdi ki 3. köprü yapmak yerine köprüleri bedava yapmak en az bir köprü kadar trafik kapasitesi kazandıracaktır İstanbul'a. Bu arada tüp geçiş bitirilir ve raylı ulaşım yaygınlaşırsa kesinlikle 3. köprüye gerek kalmayacak. Önerim bayram dışında bir hafta boyunca köprüleri bedava yaparak trafik etkilerinin net olarak ölçülmesidir.

Çevreyi mahvedecek 3. Köprüye Hayır!

17 Nisan 2010 Cumartesi

Hani Nerde

Alavere, dalavere

Şark Kurnazı, Garp Kurnazı

Hani nerde Demokrasi?



Burna yumruk deprem yaptı,

Karakolda ölenlerin canı yok mu?

Hani nerde Adalet?



Anayasa, Babayasa

Hukuk kaldırılıyor rafa

Hani nerde Demokrasi?



İşsizlik başını almış,

3 Milyon genç umudun kesmiş

Hani nerde Kalkınma?

11 Nisan 2010 Pazar

OKUDUĞUM SON 2 KİTAP

1)Gülsen Varol/Albümdekiler/ikinci adam

Blog arkadaşım "hasretsenfonileri" nin kitabı çıktığını duyunca edinmeye çalıştım. Bir süre içinde kitabı alınca merakla kitaba başladım.

Son derece sürükleyici, savaş yıllarından yakın zamanımıza kadar giden, İstanbul'dan başlayıp, Anadolu'da devam eden bir ailenin öyküsü. O kadar gerçekçi ki sanki büyük bölümü yaşanmadan yazılması çok zor gibi. Genelde son derece tutarlı, duyarlı anlatımlar var. Bazı bölümler, son derece merak edildiği halde hızla ve kısa tutulmuş. Aslında çok daha kalın bir romana sığacak kadar yaşanmışlık var romanda.

Gülsen Varol'u tekrar kutluyorum.

2) İnci Aral/Sadakat/Turkuvaz Kitap

Sevdiğim yazar İnci Aral'dan yine güzel bir roman. Kadın , erkek ilişkileri, aldatma, kıskançlık, aşk, sevgisizlik, bunalımlar üzerine bir eser. Bu konulara kafa yoruyor veya hissediyorsanız mutlaka okuyun.

"Bir yandan alabildiğine içeriksiz ilişkiler yaşanıyor, öte yandan bıkkınlık, kaçınma ve uzak durma isteği yükseliyordu. Çok fazla yalnızlık var, çok fazla. Herkes ağlayacak bir göğüs istiyordu ama kimse o göğüs olmayı göze alamıyordu."

"Uyum dediğin nedir? Çaresiz bir uzlaşma ve vazgeçiş. Evcilleşme ve sinme. Asıl sorun ne biliyormusun? Birinin ötekini, kayıtsız şartsız sahiplenmeyi hak görmesi..."

""Mutlu musun?" diye soruyordum ona bazen. "Yapma Azra! Mutluluk güvenilir bir duygu değil.""

"Kaybettiğim aşkı aramak değil.İhaneti bölüşmek ve mühürlemek. Ödeşmek ve uzaklaşmak, unutmak değil."

"İtirafların yarar sağladığını, insanı arındırdığını kim görmüş! Tam tersine. İtiraf belaya davetiye çıkarmak. Sırlar mezarlara saklanmalı. Sırlar sır olmaktan çıktıklarında bozulmaya uğruyor ve etkisi korkunç oluyor."

3 Nisan 2010 Cumartesi

300. BLOG YAZISI

3 yılı aşkın süredir BLOG yazıyorum. Bu yazı ile blogum 300. yazıya ulaşmış olacak. Blogcu ile başladığım blog sayfalarına son 149 yazıdır blogspot ve blogcu'da birlikte devam ediyorum. Bu süre için çeşitli teknik sorunlara, iş ve özel yaşamımdaki çeşitli yoğunluklara karşın paylaşıma devam ettim. Etmeye de kararlıyım.

Yazılarımın çoğunluğu GÜNCEL kategoride idi. Bu yazılarla demokrasi, hukuk düzenini, adaleti, uygarlığı savundum. Bunlara açık ve gizli saldırıları eleştirdim.

Çok sevdiğim DENEME kategorimde denemelerimi paylaştım 22 yazı ile.

İş hayatını 6 yazı ile ele aldım. Daha çok yazmak istesem de güncel konular çoğunlukla öne geçti.

15 ANI yazısı yazdım.

ÇEVRE konularını 10 yazı ile ele aldım.

21 yazı ile 63 KİTAP tanıttım.

BLOG hakkında ise 4 yazı yazdım. Blogcu'daki arkadaş listesi problemleri nedeniyle güncel iletişimde olduğum blog yazarlarını bağlantılar altında yer veriyorum.

Bütün blog arkadaşlarıma bana yaptığı katkılardan, yorumlardan, eleştirilerden dolayı çok teşekkür ediyorum.

Nice yazılara.

1 Nisan 2010 Perşembe

Demokrasi Dedikleri

Bazılarının demokrasi dediklerinin ne olduğu bir kez daha ortaya çıktı:

Jop,biber gazı,yürüyüş yasağı, tutuklama hukuki, tahliye hukuk darbesi,atamalarda hukuğu dolanma, boş kağıda imzalar, parti kapatmak yasak, seçim barajları serbest.

Bazıları demokasinin çoğunluğun her istediğini yapabilmesi olduğunu sanıyor. Sorarım onlara, diyelim çoğunluk iktidarda şöyle düzenlemeler yapılsa demokratik olur mu?

- Seçim süresini 4 yıldan 50 yıla çıkarsa,

- Seçim barajını %10'dan %25'e çıkarsa,

- Sadece Anayasa Mahkemesi üyelerini değil tüm mahkeme üyelerini Meclis ve Cumhurbaşkanı seçse.

Yani çoğunluğun yaptığı her şey haklı olur denilemez!