28 Eylül 2013 Cumartesi

Al Paketini Başına Çal

Demokrasinin "d" sinin bile olmadığı bu ülkede demokrasi paketi açacaksın ve biz de demokrasi geliyor diye sevineceğiz. Sen bizi salak mı sandın?

Gazetecilerin sadece yazdıkları yazılardan dolayı müebbet hapis cezası aldığı, ülkesinin bayrağını satan bir yurttaşın bile göz altına alınabildiği, polisin orantısız şiddetinden ölen altı genç ortada iken bunları yapanların sistemli olarak bulunmadığı, bu polislerin kahraman diye ödüllendirildiği, şeriat diye komşumuzu kan gölüne döndürenlere her tür desteğin yapılıp, öldürdükleri hamile vatandaşlarımız için bile yetkililerden ses çıkmazken sadece kendi mezheplerinden yönetimlerin uğradığı baskıya sahte gözyaşları ile ağlandığı, size cami-cemevi yapacağım diye alevi vatandaşlara dayak ve şiddet uygulandığı, çocuklarımıza zorla din dersi okutulduğu yetmediği gibi zorunlu seçmeli derslerle de bir mezhep ve ideolojinin kabaca dayatıldığı, spor sahalarına bile politik müdahalelerin yapıldığı, hastanelere bile gaz bombası atılabildiği, insanlara sadece yalan söylemem dedi diye sürgünün layık görüldüğü, teröristlerin gizli sanıklığı ile genel kurmay başkanlarının müebbet hapis cezası alabildiği, bizim paramızla bize bunları cilalayarak gazetelerin, televizyonların kamu reklamları ile doldurulduğu bu yalan,talan ve vicdansızlık dönemine hiç bir paket demokrasi getiremez!

Halkımız paketinizi elinize seçimlerde verecektir!

8 Eylül 2013 Pazar

İkiyüzlülere Olimpiyat Yok!

Açık konuşayım. Dün yatarken 2020 olimpiyatını almayalım diye dua ederek yattım. Gece sevinç gösterileri olmayınca televizyonu açtım. Naklen yayınlayan kanalda ilgili bir şey göremeyince vermediklerini anlayıp sevindim.

Sabah haberleri, yorumları okudum,dinledim.

Sen ne dersen de eğer samimi değilsen, ikiyüzlü davranıyorsan bu anlaşılıyor ve prim yapmıyor.

Dün ağaçları savunanları gaz bombaları ile öldürürken, mahallelerinin ortasına, kendi elleriyle dikip dünyanın en büyük kent ormanı yaptıkları ODTÜ ormanına ruhsatsız bir otoban inşaat için can hıraş dalarken,İstanbul'da 30 metre otoban için 200 metre eninde alanı ormandan temizlerken, "yeşilin hastasıyım" diyene kimse inanmıyor.

Spora politikayı bulaştırıp, bir kameraya demeci nedeniyle en önemli oyuncuları milli takımdan kesip, basketbolda rezil olurken "spora aşığım" diyenler kimseyi kandıramıyor. Özerk federasyonlara bile bu kadar çok müdahale yaparken sporun zirvesi olimpiyatlara talip olmak inandırıcı değil.

Kent halkının ulaşım sorununu yıllarca çözemezken, İstanbul'u 30 milyon yapacak ihanete imza atılırken, ulaşım sorununu çözeceğiz dersen kimse bunu yutmaz.

Kendi şirketine yapılan haksız vergi incelemesi nedeniyle milyonlarca dolar zarara uğramasına rağmen yalakalık için soru soran muhabirleri tersleyen sermayedarların yalakalıkları da yanına kaldı!

Hele bir gün önce "savaş da savaş", "vurup kaçmak olmaz, yıkmadan gidilen savaşa savaş demem" derken, bir gün sonra "bize olimpiyadı verirseniz, barışa katkıda bulunursunuz" denmesine kim inanır.

Ülkemiz demokratik ve özerk spor yönetimine kavuştuktan sonra olimpiyada tekrar, gururla başvurur.