28 Şubat 2010 Pazar

Parti Kapatma

"Parti Kapatmaya Meclis karar versin" demiş Sn. Erdoğan. Kişi kendi hakkında karar veremeyeceğine göre şu kuralla önerisine katılalım.

"Parti kapatmaları TBMM'de kapatılması istenen parti üyesi vekiller dışındaki vekillerin oyları ile oylanır."

Ne dersiniz?

24 Şubat 2010 Çarşamba

Yargı Reformu

- Herhalde yargıda reform olunca artık müşteşar ve bakanın olmadığı müstakil bir HSYK olur değil mi?

- Yoooooooo.

- Herhalde adli kolluk oluşturulup savcıların emrine verilir değil mi?

- Yooooooooo.

- Herhalde hakim ve savcıların teftişini yapacak müfettişler HSYK'nın emrine verilir değil mi?

- Yoooooo.

- O halde gözaltı süreleri azalacak ve polisde susma hakkını kullananların saatlerce savcılığa çıkması bekletilmeyecektir bu reformla.

- Ne gezerrrrrrr.

- Tutukluluk istisna olur ve tutuklu/hükümlü oranı %1'lerin altına iner canım muhakkak!

- Boşuna beklemeeeeee.

- Buna dense dense DEFORM denir o halde.

16 Şubat 2010 Salı

Silah Yasa Tasarısı'na HAYIR!

Daha önce polislere de ağır silah alma yetkisi vermesi ile gündeme gelen yeni silah yasasından yeni süprizler çıkıyor. Buna göre silah ruhsatı almak kolaylaşacak. Örneğin sabıkalı olanlar da illerde kurulan bir komisyon ile silah almaya hak kazanacaklar. Ruhsat harçlarını yatırmayanların silah taşıma hakları devam edecek.

Bu ülkenin en son ihtiyacı olan şey bireysel silahlanmadır. Taşıdığı silah ile kendini koruyup bir suçu önleyen onlarca vaka varken silah ile yaralanan ve ölen masum insan sayısı binlercedir. Zaten toplum yeterince bölünmüş ve gerginlikler kolayca silahlı çatışmalara dönebilirken bunu yaygınlaştırmak sadece halka sırtını dönenlerin yapabileceği bir şeydir. Yoksa niyet başka mı?

13 Şubat 2010 Cumartesi

Baykal ve CHP Alternatif Olabilir mi?

Son günlerde AKP'nin gidici olduğu ve CHP yükselişine dair yorumlara raslanıyor. Peki CHP ve Baykal alternatif olabilir mi? Öncelikle CHP ve Baykal'ın olumlu söylem ve iddialarına bakalım.

- Dokunulmazlıklar kaldırılacak. Gerçekten çok önemli.

- Yoksullara makarna, bulgur yerine aile sigortası ile düzenli maaş verilecek. İyi anlatılabilirse en çok ses getirecek söylem olabilir.

- HSYK'dan bakan ve müşteşar çıkarılacak. Bu hukuk devleti için zorunlu bir uygulama.

Peki yetersiz ve yanlış söylemlerine bakalım birde.

- Seçim barajının kalkması konusunda bir söylem yok. Bu mevcut bozuk politik düzen devam etsin anlamına geliyor.

- Tüm üyelerin katılacağı ön seçimlere karşı çıkılmakta. Bu Baykal ve ömür boyu liderlik sürsün anlamında.

- Mayınlı araziler köylüye dağıtılacak. 1974 lerde tüm toprak ağalına karşı çıkan cesur CHP 36 yıl sonra ancak kısıtlı bir devlet arazisini dağıtmak geri adımında.

- Doğu ve Güney Doğu'da devlet yatırımları yapılması. Sadece ne konuda olduğu belli olmayan bu yatırım politikası ile bölge halkından oy almak çok zor.

- Aleviler zaten Sivas Madımak katliamının SHP'nin hükümet ortağı olduğu bir dönemde olabilmesini unutmazken, Dersim söylemi ve onun savunulması ile daha da soğudular.

- Gül'ün görev süresi 5 yıldır iddiası. Biraz hukuk bilen kişisel hakların geriye dönemeyeceğini ve 7 yıl için seçilen bir Cumhurbaşkanı'nın sonradan yapılan değişiklikle süresinin kısalamayacağını bilir. Bu konu "madem Cumhurbaşkanı'nı halk seçsin diye kampanya yaptınız o zaman 5 yıl bitince istifa edip seçime girmek doğru olur" diye savunulsa anlaşılabilr bir çıkış olurdu.

Sonuç olarak Baykal halen iktidar olmak istemiyor ve ana muhalefete razı ve CHP'de bu parti içi demokrasi ile değişip alternatif olamaz. Alternatif bir hareket ancak tutarlı bir programın kişisel hırslar bırakılarak güç birliği ile savunulması ile başarıya ulaşabilir.

5 Şubat 2010 Cuma

Yeni Anayasa

Madde 1) Cumhuriyetimiz bu anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte başbakan olan kişi tarafından ömür boyu yönetilir.

Madde 2) Her tür kurum başbakan'a bağlıdır, onun izni olmadan açıklama yapamaz, karar alamaz, para harcayamaz.

Madde 3) Ordu darbe yapamaz.

Madde 4) Anayasanın ilk 3 maddesi kesinlikle değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

1 Şubat 2010 Pazartesi

Önümüzdeki Tehlike

Gelinen noktada önümüzde iki temel tehlike durmakta.

Birincisi oluşan kaos ortamından, yaratılan şüphelerden, medya saçmalıklarından bunalan muhalif insanların artık konuşmayı, yorum yapmayı, muhalefeti bırakması. Bu konuyu "Son Muhalif" yazımızda detaylı olarak ele almıştık.

İkinci konu ise tüm muhalif partilerin "Bizim baraj sorunumuz yok.", "Seçim İşbirliği gündemimizde değil." sloganları ile tek başına hareket edip seçimlerde muhalif oyların boşa gitmesi. Son zamanlarda gerek Sarıgül, gerek Pamukoğlu , gerek Rahşan Ecevit, gerekse Cindoruk'un bu yönde açıklamaları oldu. Sadece seçim barajı ve hukuk için bile bir araya gelecek bir muhalefet hareketi anlamlıdır. Bu yönde içinde yer aldığınız hareketleri ikna etmek önemlidir.

Yoksa gelen bir erken seçim bu meclis tablosunun korunmasından başka bir şeye yaramaz!