26 Temmuz 2008 Cumartesi

Yoğun Gündem

Sonunda iddianame açıklandı. İlk izlenimim yaptığım bütün durum benzetmelerinin doğrulandığı yönünde. Buna göre örgüt hem Cumhuriyet'e bomba attırmış hem de lideri Cumhuriyet Başyazarı. Örgüt hem DTP'lileri öldürmeyi planlamış hem de PKK ile işbirliğini. Örgüt liderlerinden biri hem İşçi Partisi lideri hem de örgüt Hizbullahla işbirliği yapmayı planlamış. Hem generaller örgüt üyesi, lideri hem de örgütün ordu ile ilişkisi yok. Hem yargıyı hükümet aleyhine kışkırtıyor hem de Danıştayı bastırıp yargıç öldürtüyor. Hem ölüm örgütü hem kimi öldürdüğü bilinmiyor. Bu dava çok üzün sürer. Tarihdeki örneklerine bakmak yeter.
Makineli tüfeklerle bir düğünde 60.000 mermi havaya sıkan silahlı örgüt sanırım dünyayı ele geçirmek isteyen Üst Ergenekon örgütü olabilir ateş gücü karşılaştırılırsa. Bunları da sanırım global yargıçlar yargılayacaktır.
Bu arada çalışanların işsizlik fonuna, kıdem tazminatına göz diken AKP, milletvekillerine zaten haksız ve kıyak olan 2 yıl çalışıp ömür boyu en üst düzeyden emekli olma hakkını 1 yıla indirmeye hazırlanıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu vatandaşın prim borcunun faizini değil promosyonları -makam aracı, bilgisayar vb.- düşünürek yüzde 16.67 veren Ziraat Bankası yerine yüzde 20 faiz öneren Halkbank ile anlaştı. Böylece vatandaş daha fazla faiz ile promosyonları ödemiş olacak.
Melih Gökçek'in bütün ruhsatsız binaları yıkmadan yeşile, doğaya, bilime en çok hizmet etmiş bir kuruma, ODTÜ'ye yıkım tehditi yapması her halde son çırpınışlarıdır.

19 Temmuz 2008 Cumartesi

Yaşasın

İşçiye yine dayak
Yaşasın Demokrasi
İşiçiye Taksim yasak
Yaşasın Özgürlük.
Askerden kaçmak serbest
Yaşasın Barış
Gizli Tanık, Agarta
Yaşasın Hukuk.
Diyanet, tarikat, cemaat
Yaşasın Laiklik
Herkes bize Ram olacak
Yaşasın Halk.

13 Temmuz 2008 Pazar

Abdüllatif Şener ve Yeni Oluşum

Siyasi hayatımızda yeni oluşumlar için özellikle sol ve sosyal demokrat kesim olmak üzere yer bulunmaktadır. DP ve ANAP'ın birleşemesi, AKP'nin kapatılması davası ve MHP'nin yarattığı hayal kırıklığı sağda yeni bir oluşuma yer açmaktadır. Abdüllatif Şener bu boşluğu doldurabilir mi? Konya'da büyük şakşaklarla karşılanmasına geçmişteki YTP hareketi vb.den ders alınırsa aldanılmamalı.
Eğer başarılı olmak istiyorsa AKP ile farklarını, ana politik konularda ne yapacağını, öz eleştirisini açıkca yapmalıdır. Bunların inandırıcı olması halinde Abdüllatif Şener'in bir şansı olabilir aksi halde Sn. Erdoğan'ın dediği gibi şansı olamaz. Gemiyi terketmek söyleminin nedeni anlaşılmıştır.
Bekleyelim ve görelim.

6 Temmuz 2008 Pazar

Rejim Krizi

Ülke tam bir rejim krizi içindedir. Halk ise neredeyse tam bir görüş ayrılığı içindedir. Bir kısmı "darbe engellendi","demokrasi gelişiyor","halkın seçtiği parti kapatılamaz" derken diğer kısmı "Atatürkçü ve Laiklere yıldırma operasyonu","korku imparatorluğu","laiklik hukuk korumasında" diyor. Bu keskin bölünme ve kutuplaşma bir rejim bunalımının ifadesidir.Bu bunalıma neler yol açtı ve nasıl gelindi incelenmeden bunalım aşılamaz.
1) Siyasi Partiler Yasası. Bu yasadaki lider sultasına izin vermeyecek ve demokratik parti işleyişini garanti altına alacak hükümlerin olmaması. Bu olsaydı her halde CHP'nin başında Baykal olmaz ve CHP belki umut veren bir muhalif parti olabilirdi.
2) Seçim Barajları. Seçim barajlarının olması ve yüksekliği. Seçim barajları olmasaydı ne AKP geçen dönem tek başına iktidar olabilirdi ne de halk inansın, inanmasın barajı geçemez diye başka partileri desteklerdi. Demokrasi fidesini -siyasi partileri- ağaç olana kadar fırtınlardan, dondan -seçim barajlarından- korumak gerek.

3) Dokunulmazlıklar. Eğer dokunulmazlıklar kaldırılsaydı ve sadece kürsü dokunulmazlığı olsaydı milletvekilleri ilişkilerinde ve eylemlerinde daha dikkatli davranırlardı. Parti kapatmadan da suça karışan milletvekillerinin yargılanması ve cezası kesinleşince milletvekilliğini yitirmesi mümkün olurdu.
4) Bağımsız Yargı. Hakimler ve savcılar yüksek kuruluna Adalet Bakanı ve Müşteşarının katılması ve başkanlıkları ve bağımsız yargıya engel olan her tür düzenleme. Her halde bugün karşılaşılan ve hukukiliği şüpheli davalar, suçlamalar daha azalır ve bunlara karşı başvurulacak bağımsız hukuki organlar bulunurdu.
5) Cumhurbaşkanı seçimi. Anayasa'daki 367 koşulunun değeri ve önemi, Cumhurbaşkanı'nın uzlaşma ile seçilmesi gerektiği. Bu seçimde AKP'ye çok oy kazandırdıysa da şimdiki bunalımda uzlaşma ile seçilen bir Cumhurbaşkanı'nın rolünü herkes takdir edebilir sanırım.
Elbette her partinin farklı görüşleri, uygulaması olacaktır. Bu ortak noktalarda anlaşılmış olsaydı bu bunalım olmazdı.

4 Temmuz 2008 Cuma

İŞÇİ PARASIYLA ILISU BARAJINA HAYIR

Bu hengamede çalışanlardan toplanan işsizlik sigortası primlerinden AKP'nin GAP yatırımlarına fon aktarılması gözden kaçtı.
Tarihi değerlerimize ve çevreye hiç önem vermeyen hükümet Hasankeyf'i sular altında bırakacak Ilısu barajına çevre hassasiyeti nedeniyle dış kredi bulamıyor. Başbakan bu barajı ne yapıp yapıp bitireceğiz ve gerekirse GAP fonunu kullanacağız diyor.
Bir çalışan olarak benden işsizlik günlerime destek için kesilen paranın bir çevre ve tarih katliamı olacak Ilısu barajı için kullanılmasına hayır diyorum. Hele birde bu güney doğuya destek adı altında yapılacaksa!

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Nazi İmparatorluğu

26 yıl önce okuduğum ve Hitler nasıl iktidara geldi, kim ne yaptı, ne yapmadı, iktidarını nasıl diktaya döndürdü ve nasıl çöktü onu anlatan Hürriyet yayınlarından "Nazi İmparatorluğu" kitabını gelişen olaylar üzerine elime aldım. Kitab üç cilt "doğuş","yükseliş" ve "çöküş".
Kitap günümüzde olanları bana o kadar çağrıştırdı ki sizlere bulursanız kesinlikle okumanınızı tavsiye etmeye karar verdim.
"Komünist komplosunu ispat edecek belgelerin" yayımlanacağı vaadedildi ama bu belgeler hiç bir zaman yayınlanmadı. Prusya hükümetinin bu belgelerin doğruluğu konusunda verdiği teminatlar Alamanların bir haylisini etkilemişti."
"Hitler'den umulmayan bu akıllı laflar karşısında Batı dünyasında yayılan büyük sevinç arasında bu uyarma unutulup gitti."