28 Eylül 2009 Pazartesi

Yeni Bir Parti Gerekli mi?

Dün Mustafa Sarıgül'ün TDH hareketi ile birlikte yeni parti Türkiye'ye gerekli mi sorusu tekrar gündeme geldi. Daha önce Rahşan Ecevit'in de yeni parti kuracağı belirtilmişti. Belki her biri değerli onlarca kişinin bir parti de lider olması ile, bu seçim barajı ve seçim sistemi ile bir şeyler değişir mi? Hiç sanmıyorum.

Halkın yeni partilere değil mevcut anti-laik, anti-demokratik, krizi halkın sırtına yıkan, Amerikan yanlısı yönetime son verme isteği var. Bu istek doğrultusunda yeni partiler kurmak değil asgari müştereklerde birleşen bir muhalif güç birliği oluşturulmalı. Bu ilkelerde birleşen parti ve hareketler her hangi birinin listesinden seçimlere katılmalı. Seçime katılınacak parti kura ile bile belirlenebilir; yeterki halk bu muhalefetin gücüne inansın.

Ben başka çözüm yolu göremiyorum.

17 Eylül 2009 Perşembe

Samimiyet

Dün CNN TÜRK yayınına yıllar önce "Türkiye'de Kürtler vardır" dediği için tutulanıp mahküm olan ve ancak afla serbest kalabilen Eşber Yağmurdereli katıldı.

Ben de merak ettim ve acaba Sn. Tayyip Erdoğan o dönemde Eşber Yağmurdereli'nin mahkumiyetine karşı çıktı mı? Bütün aramalarıma karşın bir sonuç bulamadım. Halbuki konu kamuoyunda çok tartışılmış ve protesto edilmişti.

İşte bugün bir ad koyamadıkları açılımın samimiyetine geçmişte alınan veya alınmayan tavırlar yüzünden inanmıyorum.

9 Eylül 2009 Çarşamba

2009 Avrupa Felaketler Başkenti İSTANBUL

2010 Avrupa Kültür Başkenti olması beklenirken İstanbul acele edip 2009 Avrupa Felaketler Başkenti olarak seçildi.

Hangi Avrupa ülkesinde beklenen bir yağmur sonrası 24 kişi sele kapılır?

Hangi Avrupa ülkesinde yük taşıma minibüsünde insan taşınarak, insanlar sele terkedilir?

Hangi Avrupa ülkesinde Mobil operatör ana teknik binası dere yatağına yapılır, santallar 2. katın altındaki katlara yerleştirilir ve yedeklilik sağlanmaz?

Hangi Avrupa ülkesinde bu felaketler yaşanırken il yöneticileri sorumluluğu küresel ısınmaya yükleyip sıcak koltuklarından ayrılmayı düşünmez?

Bütün bunlar sonucunda Avrupa kamuoyunun oy birliği ile İstanbul "2009 Avrupa Felaketler Başkenti" seçilmiştir.

6 Eylül 2009 Pazar

OKUDUĞUM SON 2 KİTAP

1) Ayşe Kulin/Umut/Everest

Ayşe Kulin daha önce okuduğum "Nefes Nefese" den önceki dönemi bu kitapta anlatıyor. Anne babası ve 2 kuşak gerisinden, 1908 yılından başlayarak Ayşe Kulin'in doğumuna kadar geliyor kitap. Severek okunabilecek bir Cumhuriyet yaşamı romanı. Bir Türk genç kız ile Ermeni kökenli erkeğin aşkı, azimli bir mühendis, halkçı bir doktor, eski konak yaşamı ve değişim.

"O gün bugündür Aram'ın burnuna ne zaman sıcak mercimek çorbasıyla tereyağında kızartılmış ekmek kokusu gelse, ne zaman evlerinin kapısı akşam vakti hızlı hızlı vurulsa içine bir sıkıntı basar, boğazına yumruk gelir otururdu. Kimseyle paylaşmadığı sırrıydı, mis gibi tüten çorba kokusundan ve zamansız vurulan kapılardan ürktüğü. ..."

"Bak kızım, böyle saçma sapan konuşma, yoksa külahları değiştiririz. Mantıksızlık ve inat erkeklere mahsustur. Biz kadınlar akıllı olmak zorundayız ki, o sivri akıllı erkekleri idare edelim. ..."

"Hilmi Bey, "Kızım" dedi, "bugün gördüğün Fransız, İngiliz, İtalyan ve Yunan bayrakları, ben Ankara'ya ilk geldiğimde istasyon binasında asılıydılar. Ağlama, bak, o bayrakların yerine bizim bayrağımızı asan adamı, bugün düşmanları bile nasıl saygıyla, sevgiyle teşyi ediyorlar. Ağlama, iftihar et!""

2) Naşide Gökbudak/Perina/Neden Kitap

1917. Ekim devrimi dönemi, Çarın kaybolan kızı Anastasia hakkında ilginç bir başka hikaye. Roman Türkiye'de 1960 larda bitiyor. Bazen itici gelse de yine de meraklı bir öykü.

"Çevre alacakaranlıkken sızan ışığa gözlerini kapamak akıllıca olmaz."

"Oğlum, gurur çarşıdan alınmaz. Gururlu olmak için, bir erkek olarak görevlerini tam yapman, en azından sığınacak bir yere sahip olman gerekir. Sende ikisi de yok. Erkek olmak pantolon giymek değildir. Güvenilir olmaktır. Karına ve çocuklarına sahip çıkmaktır. Dürüst olmaktır. ..."

2 Eylül 2009 Çarşamba

Gözlük

Halkın en güvendiği kurumun başındakiler olaylara Amerikan gözlüğü ile bakarsa görünen manzara pembe olamaz!