26 Aralık 2014 Cuma

Gündeme Dair

Öncelikle HDP ve bölünme sürecine değinmek istiyorum. Süreç içinde HDP demokratik bir parti olmadığını kanıtladı. 12 Eylül referandumundaki boykot ile gelen Anayasa değişiklikleri bugünlerdeki hukuksuzlukların temelini oluşturmuştu. CHP'nin seçim barajını indirme önerisine hiç bir destek vermeyen HDP -üstelik seçime bir yıldan önce yasalaşsa idi Anayasa değişikiğine gerek yoktu- halen bu baraj dururken seçime parti olarak katılacağız diyerek AKP'ye hediye edecekleri milletvekillikleri üzerinden bölünme, özerklik, af pazarlıkları yapıyorlar. Aslında Apo zaten af edilmiş sayılır. Sadece kendi güvenliği için beş yıldızlı adada ağırlanmakta. Siz Silivri'de çocuklara etek çıkartılan bir tutukluluk ile Apo'nun ağırlaştırılmış müebbet hapisini karşılaştırabilirmisiniz? Bakan anlar orada hükümlü değil misafir olduğunu.

Peki HDP AKP'yi Anayasayı değiştirecek sayıya getirerek bize demokatik bir ülke mi armağan edecek? Mevcut ileri demokrasimiz çok ileri demokrasi haline mi gelecek? Bu partiye inanacak bölünme yanlısı olanlar dışında tek bir saf demokrat kalmamalı!

CHP ne yapıyor bu arada? Yerel yönetimler ile genel yönetime aday, örnek olacakken Yalova'da yapılan yıların birikimini götürdü. Muharrem İnce'de sıfırlandı. İstanbul'da dürüst bir aday yerine Sarıgül'ü aday gösterip, sonra da ilçelerde Sarıgül adaylarını göstererek başarısızlığa, ranta , gerici baskılara teslim olan CHP'li belediyeler ortaya çıktı. Şişli, Beşiktaş, Kadıköy ortada. İçindeki ulusalcıları en büyük tehlike addedip, disipline verip, partiye sol, sosyal demokratlıkla ilgisiz adamlar doldurarak bir yere gelinmez.  Ön seçimlere sınırlama getirmeye çalışmak da cabası. Beceriksiz olduğunu ve olmaya devam edeceğini kanıtladı CHP.

Diğer muhalefet ise dağınık. ANAP veya AP diye okunacak bir ad seçmek bile yanlıştı Tarhan için. Milli Merkez, İşçi Partisi, Haziran Hareketi hangi konularda birleşip onları çözmeyi amaçlarız yerine nasıl ayrılırız, ne farkımız vara yoğunlaşmış durumda. Halbuki AKP karşısında ortak bir program yakalamak ve halkı harekete geçirmek mümkünken. Mesela

- Seçim barajları kaldırılmalı,
- Ön seçim zorunlu hale getirilmeli,
- İşsizlik sigortası üzerindeki GAP vb. yükler kaldırılıp, işsizlik maaşı almak kolaylaştırılmalı,
- Tüm siyasi partiler genel seçimdeki aldıkları oy oranında hazine desteği almalı,
- Kadının bedeni üzerindeki müdahele ve kısıtlama kaldırılmalı,
- 3. köprü, 3. havaalanı, altın madeni izinleri, HES izinleri iptal edilmeli,
- HSYK Hakimler ve Savcılar olarak ikiye ayrılmalı, Adalet Bakanı ve Müşteşar kuruldan çıkmalı, kurul tamamen seçimle iş başına gelmeli,
- RTÜK medya ve basın yayın okullarından seçimle gelen bir yapı ile yönetilmeli,
- TRT kapatılmalı, TRT payı ve bandrol ücretleri kalkmalı,

gibi bir çok konuda her muhalif kesimin uzlaşması mümkün. Bunları yapmak üzere bir araya gelemez mi muhalefet?

Eğer gelemezse malesef karanlık çok ileri demokrasi günleri bekliyor bizi!

21 Aralık 2014 Pazar

OKUDUĞUM SON 4 KİTAP

1) Bu Roman O Kız Okusun Diye Yazıldı/Enver Aysever/DK

Beyninde ur ile ne kadar yaşayacağı belli olmayan İstanbul'lu gencin hikayesi. Farklı dinlere mensubiyetin getirdiği sorunlar güzel bir dille anlatılıyor. TV programcılığı kadar yazar olarak da başarılı olacak Aysever.

2) Handan/Ayşe Kulin/Everest

Umarım Bora'nın Kitabı serisinin son kitabı olur. Bu romanda da olaylar ve sonrasını Handan'ın dilinden dinliyoruz. Halide Edip'in Handan romanına göndermelerle dolu olan kitap seriyi tamamlamak isteyenler ve Ayşe Kulin severleri için kaçırılmaz.

3) Bir Muhteşem Güneş/Khaled Hosseini/Everest

Afganistan'ın yaşadığı acıları bir çocuk sevgisi çerçevesinden anlatıyor. Özellikle kadınların nereden nereye geldiği, neler çektiğini çok güzel bir anlatımla okuyoruz. Hızla okuyup, hüzünlenip, düşüneceğiniz bir roman.

4) Masalını Yitiren Dev/Adnan Binyazar/Can

Yoksulluk ve açlığın son derece acıklı bir şekilde yoğrulduğu, yazarın özyaşam öyküsü. Açlığı ve yaptırdıklarını bu derece iyi anlatan okuduğum iki romandan biri.