22 Mart 2014 Cumartesi

Zülmün Sonuna Geliyoruz!

Bütün otokratik iktidarlar, diktatörler sonları yaklaşınca zülmü ve baskıyı artırırlar. Buna "çarpışarak çekilme" deniyor siyasette.

Bizim yaşadığımız da bundan farklı değil. Twitter'ın kapatılması bunun son örneği. Google DNS yasağı da bunun üzerine eklendi. Bu engel oldu mu halka? Hayır halk, DNS ve VPN gibi biz profesyonellerin bildiği kavramları kullanarak sorunu el birliği ile aştı.

Artık bu iktidardan mamalanmayan veya kör olmayan kimsenin göremeyeceği kadar ortada olan yalan,dolan,talan saklanamaz.

Belki tüm yurtdışı internet çıkışını kapatmak veya internet erişimini çok kısmak gibi son çareler de denenebilir.

Ama korkunun ecele faydası olmayacaktır!

Yeter ki sandıklara gidelim, ilimizde, ilçemizdeki AKP karşısındaki en güçlü adayda oylarımızı birleştirelim.

30 Mart'a kadar olağanüstü bir şey olmadıkça bu son yazım. Özgür günlerde görüşmek dileğiyle.

16 Mart 2014 Pazar

30 Mart Seçimlerinde Ne Yapmalı?

30 Mart'a sadece 2 hafta kaldı. Türkiye'nin içinde bulunduğu durum nedeniyle bu seçimler çok önemli.

En hafifinden otoriter bir yönetim denilen, bir çok gözlemcinin artık bir diktatörlük kabul ettiği bu yönetimden kurtulmak için ciddi bir şans. Erdoğan'ın elindeki "sandık bizimle","milli irade" kozlarını halkın elinden alması için ciddi bir fırsat.

Her durumda sandığa kesinlikle gidip oy vermeliyiz. Büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlığı seçimlerinde AKP dışındaki en güçlü adayda gücümüzü birleştirmeliyiz. Bunu için anketler, geçen seçim sonuçları ve bunlara güvenemiyorsanız sağduyunuzu kullanın. En güçlü muhalif adayı veya partisini beğenmeseniz de bu çok önemli. İstanbul,Ankara gibi illeri kaybetmiş bir AKP ile oy oranı düşse bile bu şehirleri koruyan bir AKP ve Erdoğan çok farklı olacaktır. Sonradan pişman olacağımız oylar için çözüm yok.

İl genel meclisi, belediye meclisi seçimlerinde ise gönlümüzden geçen partiye meclise aday gönderir mi endişesinde olmadan oy verelim. Bu yolla seçim barajı olmasa idi olacak tabloyu daha iyi ortaya koyalım. Büyük muhalefet partilerinin uygulamalarını beğenmiyorsanız bu onları protesto etmek için bir fırsat yaratacaktır.

Oyların açılmasında oyların doğru sayılıp tutanağa geçtiğinden emin olmak ve mümkünse bu göreve bizzat katılmak da çok önemli. Muhalefet partileri kendi alamadıkları sandık sonuçlarını diğer muhalefet partilerinden alıp doğru birleştirme yapıldığından emin olmalılar.

Bu seçim sonrası halkın büyük özveri ve genç şehitler vererek yaptığı mücadele sandığa yansımazsa o zaman oluşacak umut kırılmasının kaldırılması çok zor olacaktır.

10 Mart 2014 Pazartesi

SAĞLIK ALANINDA YALANLAR



Sağlık alanını bir film şeridi ile akıtıyorlar televizyonlardan. Gerçek olmayan bilgileri, halkın rızasını almak için kullanmaya çalışıyorlar. Sağlık alnında temel çıktının halkın sağlığının iyiye gitmediği olduğu gerçeğini örtmek istiyorlar. Sağlıkta kamusal alanın çöktüğüne, özel sermayeye ayrılan payın 21 kat arttığına dair hiç bir bilgi görünmüyor spotlarından.

Sağlık alanında medya aracılığıyla oluşturulmaya çalışılan yalanlara karşı, Türk Tabipleri Birliği gerçekleri halk ile paylaşıyor.
İşte TTB'nin hükümete verdiği 50 yanıttan bazıları:
1. Yalan: İstediğim hastanede tedavi oluyorum.
Gerçek: Sağlık sigortalı hastalar eskiden öncelikle devlet ve üniversite hastanelerinde, sevk almak koşuluyla da sözleşmeli özel hastanelerde tedavi olabiliyorlardı. Evet, şimdilerde hepsinde değil ama Sosyal Güvenlik Kurumu'yla sözleşme imzalayan özel sağlık kurumlarında tedavi olabiliyorlar. Yalnız küçük bir sorun var; taburcu olurken önlerine konulan milyarlarca liralık faturayı ödeyebilmeleri gerekiyor!




2. Yalan: Hastanelerde rehin kalma ayıbına son verdik.
Gerçek: Evet, hastaneler faturayı ödeyemeyen hastaları artık rehin almıyor. Hastaya senet imzalatılıyor, sonra icra memurları geliyor. Ödeyemeyenlere de hapishane yolu görünüyor.
3. Yalan: Genel Sağlık Sigortası Yasası çıkardık. Artık herkesin sağlık sigortası var.
Gerçek: İşsizlik sigortasından yararlanamayan işsizler, kayıtdışı sektörde çalışanlar, primini ödeyemeyen esnaf ve sanatkârlar, primini ödeyemeyen çiftçiler, 18 yaşını dolduran ve çalışmayan kız çocukları genel sağlık sigortasından yararlanamıyor.
4. Yalan: Genel Sağlık Sigortası primini ödeyemeyen vatandaşların primlerini devlet ödeyecek.
Gerçek: Yasaya göre aylık geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan her vatandaş prim ödemek zorunda. 1 Ocak 2012'den itibaren fakirlik testinden geçemeyen milyonlarca vatandaşın yeşil kartı iptal edildi.
5. Yalan: Genel Sağlık Sigortası kapsamında sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalanılacak.
Gerçek: Sağlık hizmeti alabilmek için düzenli olarak genel sağlık sigortası primi ödemek yetmiyor. Ayrıca katılım payları ve ilave ücret ödemek gerekiyor.
6. Yalan: Genel Sağlık Sigortası bütün sağlık harcamalarını karşılayacak.
Gerçek: Sigortalı vatandaşlara verilecek hizmetlerin kapsamı, miktarı ve süresi sosyal güvenlik kurumu tarafından sınırlanabilecek. Temel teminat paketi dışında kalan hizmetler için "tamamlayıcı sigorta" yaptırmak veya cepten ödemek gerekecek.
7. Yalan: Sigortalılar sadece ayaktan muayenelerde katılım payı ödeyecek.
Gerçek: Genel Sağlık Sigortası Yasası'nda 2009 yılında yapılan değişikliğe göre bundan sonra hastaneye yatanlar da, ameliyat olanlar da katılım payı ödemek zorunda kalacak.
8. Yalan: Muayene katılım payı sadece 2 TL olacak.
Gerçek: Genel Sağlık Sigortası'nın yürürlüğe girdiği daha ilk gün muayene ücretlerine zam yapıldı. Uygulama yargıdan döndü ama hükümet yeni bir düzenleme yaparak muayene ücretlerini % 650 arttırdı. (Aile hekimliği muayeneleri için getirilen 2 TL katılım payı yargı tarafından tekrar iptal edildi.) Artık her bir muayene için devlet hastanelerinde 8, özel hastanelerde 15 TL muayene ücreti ödeniyor. Üstelik, bu düzenlemelerle, daha önce muayene ücreti ödemeyen SSK'lı aktif çalışanlar, yeşil kartlılar, kamu çalışanları ve emeklileri ile aile bireyleri de artık ücret ödemek zorundalar.




9. Yalan: Sigortalılar, sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucularından hiçbir bedel ödemeksizin faydalanabilecekler. İsteyen istediği hastaneye gidebilecek.
Gerçek: Milyarlarca lira ilave ücret ödeyemeyen vatandaşlar genel sağlık sigortalı olsa bile özel hastanelerden yararlanamıyor. Yeşil kartlı hastalar ise üniversite hastanelerine ancak sevk ile gidebiliyor, özel hastanelere ise hiç gidemiyor.
10. Yalan: 18 yaşın altındaki çocuklar koşulsuz olarak genel sağlık sigortası kapsamına alındı.
Gerçek: Annesi, babası sigortalı olmayan ve yeşil kart alamayan ailelerin çocukları Genel Sağlık Sigortası'ndan yararlanamıyor.
11. Yalan: 18 yaşın altındaki çocuklar için bütün sağlık hizmetleri ücretsiz.
Gerçek: 18 yaşın altında da olsa bütün hastalar katılım payı ve ilave ücret ödemek zorunda.
12. Yalan: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasası'nı sağlıkta ve sosyal güvenlikte norm ve standart birliği sağlamak için çıkarttık.
Gerçek: SSGS Yasası İMF ve Dünya Bankası'nın direktifleriyle çıkarıldı. Norm ve standart birliği sağlanmadı ama emekli maaşı oranları % 23-% 33 düşürüldü, emeklilik yaşı 65'e, prim gün sayısı 7.200'e çıkarıldı. Emeklilik gerçekti, hayal oldu.
13. Yalan: SSK hastanelerini sağlıkta tek çatı oluşturmak için Sağlık Bakanlığı'na devrettik.
Gerçek: SSK hastaneleri "tek çatı altında topluyoruz" bahanesiyle özelleştirilmek için Sağlık Bakanlığı'na devredildi, tasfiye edildi. Şimdi, Meclis'te bekleyen Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı'na göre devredilen SSK hastaneleri de dâhil Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler doksan parçaya bölünecek, doksan çatı oluşacak.
14. Yalan: Aile hekimliği hizmetini başlattık. Aile hekimleri aile fotoğrafında yer alacak, evlere gidecek, yedi gün yirmi dört saat hizmet verecek. Bütün sağlık sorunlarınızı aile hekiminiz takip edecek.
Gerçek: Aile hekimleri sadece mesai saatleri içerisinde hizmet verir. Mesai dışında çalışmaz, eve gelmez. Aile hekimliği başlayalı beş yıldan fazla geçti. Ancak sevk zinciri nedense bir türlü kurulamadı. Aile Hekiminin kendisine bağlı vatandaşların bütün sağlık sorunlarını takip edebilmesi mümkün değil.
15. Yalan: Aile hekiminiz sizi doğumdan ölüme kadar izleyecek.
Gerçek: Aile hekimlerinin iş güvencesi yok. Sözleşmesi her an için feshedilebilir, siz de kendinize yeni bir aile hekimi bulmak zorunda kalabilirsiniz.




16. Yalan: Aile hekimliğine geçilince sağlık ocaklarındaki gibi yığılma olmayacak.
Gerçek: Dünyanın diğer ülkelerinde bir aile hekimine bin beş yüz, iki bin nüfus bağlı iken Türkiye'de üç bin beş yüz, dört bin nüfus bağlı. Aile hekimleri bütün gün yoğun bir şekilde hasta bakıyorlar.
17. Yalan: Vatandaşların sağlık hizmetine ücretsiz ulaşabilmesi için tam gün yasasını çıkardık, kamuda çalışan hekimlerin muayenehanelerini kapattırdık.
Gerçek: Son yedi yılda kamuda çalışan doktorların büyük çoğunluğu muayenehanelerin kapattı. Bugün yüzde doksan ikisi zaten tam gün çalışıyor. Ancak vatandaşların sağlık için ceplerinden yaptıkları harcamalar azalmak bir yana üç kat arttı.
18. Yalan: TTB doktorların tam gün çalışmasına karşı çıkıyor
Gerçek: Tüm sağlık çalışanları olarak tam gün kölelik düzenine karşı çıkıyor; grevli - toplu sözleşmeli sendikal haklar ve emeğimizin karşılığını alacağımız, emekliliğe yansıyacak, güvenceli ücretlerle tam süre çalışmak istiyoruz. Bu konuda hazırladığımız yasa tasarısı önerisini Sağlık Bakanı'na da ilettik.
19. Yalan: Doktorlar on yedi bin lira maaş alıyor.
Gerçek: Kamuda çalışıp o kadar maaş alan tek doktor olsa olsa Sağlık Bakanı'dır.
20. Yalan: Sendikaya üye olmak anayasal bir haktır.
Gerçek: Türkiye'de yaklaşık beş yüz özel hastane var. Sendikanın girebildiği özel hastane sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Sendikaya üye olan işten atılıyor.
21. Yalan: Biz gerekli düzenlemeleri yaptık ama doktorlar hastalara ilgi göstermiyor, yeterli süre ayırmıyor.
Gerçek: Telefonla randevu sisteminde hastaya ayrılan süre on dakikayı bile bulmuyor. Randevusuz hastalar da eklenince hasta başına düşen toplam süre beş dakikaya kadar iniyor.



22. Yalan: İlaca erişim kolaylaştı. İstediğim hastaneden ilacımı alıyorum.
Gerçek: Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bilgisayar sistemi doğru düzgün çalışmadığı için ilacını almak isteyen hastalar eczane eczane dolaşmak zorunda kalıyor. Üstelik, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) birçok ilacı ödeme listesinden çıkarttı. Bu ilaçların parasının tamamını vatandaşlar ceplerinden ödüyor. Dahası, SGK hesaplama yaparken benzer, eşdeğer ilaçların en ucuzunu esas alıyor. O ilaç eczanelerde bulunmasa bile reçetede yazılı olanla en ucuz ilaç arasındaki fark da hastaların cebinden çıkıyor.
23. Yalan: Sağlık çalışanları hallerinden memnun. Bu nedenle sağduyulu sağlıkçılar örgütlerinin eylem çağrısına katılmıyor, eylemleri marjinal gruplar yapıyor.
Gerçek: Hekimi, hemşiresi, diş hekimi, laborantı, ebesi, eczacısı, radyoloji teknisyeni, taşeron işçisi, bütün sağlıkçılar hallerinden şikâyetçi. Bu nedenle sağduyulusu, sol duyulusu tekmil sağlıkçı sınıfı eylemlere katılıyor.