19 Aralık 2010 Pazar

OKUDUĞUM SON 4 KİTAP

1) Mara Meimaridi/İzmir Büyücüleri/Literatür

Yüz küsur yıl önce İzmir'de geçen roman büyücülük, fal, ticaret, aşk ve Rumların Türkler ve Ermenilerle olan insani ilişkilerini konu ediniyor. Türklere ön yargılı bir bakışı olmasına karşın o günlerdeki İzmir'i anlamak için okumaya değer.

"Dünyadaki en kötü şey sevmediğin bir işte çalışmaktır. O zaman işin de seni sevmez."

"... Erkekleri idare etmek kolaydı ama, kadınları idare etmek zordu. Kadınlarla sert bir savaşa girmen gerekirdi. Kadınlar, erkek gibi savaşırlar. ... Onlar senin ne giyindiğine bakar, konuşmanı eleştirir, hareketlerini izler ve yemek yiyişine kadar her şeyini inceden inceye didiklerler. ..."

" ... Sonuçta da fakirler için paraların toplandığı bir tepsi, mumlar için kuruşler ya da azizlerin yortusunda düzenlenen panayırlarda satılan incik boncukla bir ticaret olmuştu Hristiyanlık."

" ... Bütün annelerin çocuklarından bir tanesine zaafı olur. Ona zaafım olduğu için, o istemeden, canının çektiği ne varsa hepsini verdim. Ama o bunları kaldıramayıp delirdi. ..."

2) Ahmet Ümit/İstanbul Hatırası/Everest

İstanbul'un binlerce yıllık tarihini zevkli bir şekilde bir cinayet romanı örgüsü içinde okumak istermisiniz? Bu romanı mutlaka okuyun. Mahvedilen uygarlık ve tarihi dokumuzu anlamak için de iyi bir fırsat bu roman.

"Hem de nasıl... Tek kuruş beklemeden, kızgın güneşin altında, yüzü gözü toz içinde, geçmişin izini bulmaya çalışan o arkeolog gitti, yerine, düşündüğü, dokunduğu, ilgilendiği her şeyi paraya çevirmeye çalışan bir işadamı geldi."

" ... Onun tutucu görüşlerinin zamanı geçti. O işler bitti. Dünya bu tür aptallıklara prim vermiyor artık. Önce kendini düşüneceksin, önce kendin olacaksın. Bu ülkenin ihtiyacını söyleyim sana. Birey, kendinden emin, kendine güvenen, ideolojiyle, dinle, ahlakla, hukukla kendini sınırlamayan birey. ..."

"İnsanlar ve iyilik... Birbirine ne kadar uzak iki kelime."

3) Hande Altaylı/aşka şeytan karışır/Remzi

Çok bir kaçırmazsınız bu romanı okumayarak. Günümüzdeki sığ ve anlamsız kadın, erkek ilişkilerinden bir demet.

"Unutma, başkası yapabiliyorsa bir gün sen de yapabilirsin."

"Mutluluktan delirmekle delirmemek arasında sıkışıp kalmıştı. Hayatın bir kaç saniye içinde koca bir yükten bir sevinç çığlığına dönüşmesi olacak şey değildi. ..."

4) İskender Pala/Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk/Kapı

Bir kitabın dilinden Leyla ile Mecnun'un yazıldığı çağdan başlayarak yüz yıllar süren bir serüven. Anlatım ve konu oldukça etkileyici. Divan şiirini sevmeyen benim gibi biri için dahi fikrini değiştirme fırsatı sunuyor kitap.

"Olursa bir kişinin bahtı açık talihi yar

Kehlesi dahi mahallinde onun işine yarar." "Kişini bahtı açıksa biti bile yeri gelince işe yarar."

"Her devlette bu aileden üst düzey bir yetkili bulunuyor, her kral yahut hükümdar bu aileden birisini tanıyor ve kendi çıkarları için diğer devletler hakkında bilgi toplaması karşılığında ona sandık sandık paralar ödüyordu."

""İlimsiz şiir, temeli olmayan duvar gibidir" der o, "Ve temelsiz duvar asla sağlam sayılmaz, erken yıkılır.""

"Burada düşünmek ve yazmak, dini tam bilmeyen halka bırakılmayacak kadar yüksek bir ayrıcalık sayılıyordu."

"Askeri kışlada tutmak yerine karargahta bekletmeyi politika edinmiş, ona, elindeki kılıcı kınına sokacağı zaman vermemişti."

"...Dünyaya aldanma, süsüne kapılma. Dünya insanın gölgesi gibidir, ona sırtını dönersen peşinden gelir de, peşine düşersen hep önünden kaçar."

5 Aralık 2010 Pazar

Kısa Kısa

İş için geçen hafta Mısır'da idim. Pazar günü seçimler vardı. Pazar orada bir çalışma günü. Ofisdeki arkadaşlarla konuştuğumda yönetimin çalışan ve bilinçli oy kullanabileceklerin oyuna ihtiyaç duymadığı kanısına vardım. İşte böyle demokrasiler de var.

Kemal Türkler'in katillerinden birinin hapisahanede yattığı halde 26 yıl duruşmaya getirilmemesini ve zaman aşımından kurtulmalarını izledim. İşte "ileri hukuk" devleti dedim.

Bir "ileri demokrasi" örneği de protestocu öğrencilerin seyahat haklarının polis dayağı ile sonuçlanıp kısıtlaması oldu. Başbakan yumurta atmayıp yesinler, paraları bol galiba demiş!

Dün haksız yere tutuklananlar sorulunca adaletin işine kimse karışmasın diyenler hakimlerin rütbelerine, rütbelerinin kararları etkileyeceğine karışabiliyorlar utanmadan. Bir de karar istediğimiz gibi çıkmazsa kanun çıkarır yine istediğimizi elde ederiz diyebiliyorlar.

İşte kısaca, demokrasimizin sadece "d"si kaldı arkasına eklenecek "ikta" kısa sürede pişmiş olacak.

Afiyet Olsun!