Açık konuşayım. Dün yatarken 2020 olimpiyatını almayalım diye dua ederek yattım. Gece sevinç gösterileri olmayınca televizyonu açtım. Naklen yayınlayan kanalda ilgili bir şey göremeyince vermediklerini anlayıp sevindim.
Sabah haberleri, yorumları okudum,dinledim.
Sen ne dersen de eğer samimi değilsen, ikiyüzlü davranıyorsan bu anlaşılıyor ve prim yapmıyor.
Dün ağaçları savunanları gaz bombaları ile öldürürken, mahallelerinin ortasına, kendi elleriyle dikip dünyanın en büyük kent ormanı yaptıkları ODTÜ ormanına ruhsatsız bir otoban inşaat için can hıraş dalarken,İstanbul'da 30 metre otoban için 200 metre eninde alanı ormandan temizlerken, "yeşilin hastasıyım" diyene kimse inanmıyor.
Spora politikayı bulaştırıp, bir kameraya demeci nedeniyle en önemli oyuncuları milli takımdan kesip, basketbolda rezil olurken "spora aşığım" diyenler kimseyi kandıramıyor. Özerk federasyonlara bile bu kadar çok müdahale yaparken sporun zirvesi olimpiyatlara talip olmak inandırıcı değil.
Kent halkının ulaşım sorununu yıllarca çözemezken, İstanbul'u 30 milyon yapacak ihanete imza atılırken, ulaşım sorununu çözeceğiz dersen kimse bunu yutmaz.
Kendi şirketine yapılan haksız vergi incelemesi nedeniyle milyonlarca dolar zarara uğramasına rağmen yalakalık için soru soran muhabirleri tersleyen sermayedarların yalakalıkları da yanına kaldı!
Hele bir gün önce "savaş da savaş", "vurup kaçmak olmaz, yıkmadan gidilen savaşa savaş demem" derken, bir gün sonra "bize olimpiyadı verirseniz, barışa katkıda bulunursunuz" denmesine kim inanır.
Ülkemiz demokratik ve özerk spor yönetimine kavuştuktan sonra olimpiyada tekrar, gururla başvurur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder