22 Şubat 2009 Pazar

Hatalı Belediye Uygulamaları

Yerel seçimlerin yaklaştığı bugünlerde ben de dikkatleri belediyelerin hatalı uygulamalarına dikkat çekmek istedim. Hatalarının gözden kaçtığını sanmasın belediye başkanlarımız. Burada il veya ilçe adı vermeden genel olarak bazı uygulamaları ele alacağım.
Trafik sorununun her sıkışan kavşağı alt-üst geçitler yapılarak çözüleceğini sanma hatası. Trafik ileri bir mühendislik konusudur. Kimi kavşak hiç işe yaramaz , kimisi trafiği daha da berbat hale getirebilir.
Her seçimde kaldırımların yenilenmesi gerektiği inancıyla yapılan 50 cm. yüksekliğinde kaldırımlar. Uygarlığın bir ölçüsü de kaldırımların düşük yükseklikte olmasıdır. Kaldırımlarda göstermelik sakat arabası yükseltileri. Bir başkan bu yükseltileri sakat arabasıyla önce kendi geçsin sonra yapılanın saçmalığını anlasın.
Her boş alanın inşaat yapılmasına izin verme. Saçma kavşaklar ve kaldırımlara harcanan para bazı arsaları kamulaştırıp yeşil alan yapmaya da harcanabilir.
Yeterli otoparkı olmayan binalara ceza vs. karşılığında oturma izni verme. 15 katlı bir plazanın 75 araçlık komik bir otoparkı olması yeterli sayılabiliyor. Binayı yıkamasada yapacağı otoparklardan bir bölümü bu tür binalara zorunlu olarak satabilir belediyeler.
Yolların eğimlerinin hataları. 4 şeritli yoldan birden tek şeritli yola girebilme. Yol uyarı levhalarının olmaması. Yollardaki ömür törpüsü çukurlar ve bu çukurların hep geçici çözümlerle doldurulması.
Toplu taşımanın entegre olmaması. Metro olan bir bölgede halen otobüsler, dolmuşlar çalışmaya devam ederse kimseyi yerin altına indiremezsin. Metro istasyonlarının yanında yeterli ve parasız -veya metroya binilirse parasız- otopark olması. Metro ve deniz ulaşımının kolay entegre edilmesi.
Zabıtaların esnafa keyfi davranışları. Lokantalardan bedava yemek, bakkallardan bedava ürün beklemeleri.
Büyük ramazan iftar çadırları. Yoksul halkın karnı yılda sadece bir ay mı doymalıdır?
Zaten yoğun şehir bölgelerinde yoğunluğu daha artırıcı imar izinleri. Bu mantar gibi biten gökdelenler bana kent halkının altına konulmuş bir kazık izlenimi vermekte.
Egzosları kapkara duman çıkaran belediye otobüsleri.
Şebeke suyundan akan çamur gibi sular. Uygar dünyada halk sağlığı için sular bir dakika bile kesilmiyor. Oluşan boşluğun kirlenmesi çok ciddiye alınıyor insanın insan olduğu ülkelerde.
Meydanlar ve kent dokusunun korunması. Sadece camiiler değil tüm tarihi yapıların güzel görünümüne olanak verecek çevre düzenlemeleri. Güzelim binaları örten ilkel büfelere bir son verilemez mi?
Şehrin göbeğinde otlayan, çöplerden beslenen inekler, keçiler pek de bu yüzyıla yakışmıyor.
O kadar yanlış uygulama var ki say say bitmiyor! Umarım bunların da konuşulacağı bir kampanya dönemi olur.

Hiç yorum yok: