11 Mart 2012 Pazar

OKUDUĞUM SON KİTAP

HRANT/Tuba Çandar/Everest

Bir çok bölümde gözlerim yaşararak okudum Hrant'ın biyografisini. Kendisine olan saygım o kadar arttı ki anlatmam mümkün değil. Sadece keşke ben ölünce arkamdan anlatılanlar bu kadar olumlu olabilse diye geçirdim içimden. Ona kıyanlara, bu sürece destek olanlar ve gerçekleri ortaya çıkarmayanlara tekrar lanet ediyorum.

"Selam olsun "Küp küp altını terk edip kitabını sırtlayan dedelerime.""

"Kardeşliğin ötesinde bir şeydir. Solculuk da zaten bu ruhun doğal sonucu gibidir. Tibveranklı olup da bu ruhu paylaşmamak diye bir şey yoktur."

"Ben sana, dedi, ne diyeyim? Durdu sonra, en iyisi sen bizim bacımız ol, dedi. Sarıldı bana. Bacı kardeş olduk sonra."

"Ben aşkı seçtim. Yoksa ben de dağa çıkardım. Sonum Armenak gibi olurdu."

"Kanımızı ilk sen çaldın. Hem de en zulal akanını kaptın."

"Sofra üstünde gelen acı haber ekmeği taş, suyu da buz keser," der Anadolu deyişi."

"Biz iki nedenle çekeriz 'tililili'yi," der Rakel."Biri sevincimizde, diğeri ağıdımızda.Bazen şükran çığlığımızdır o, bazen de isyanımız. Bağırmak değildir, ne de ağlamak. Bir haykırıştır sadece. Dİlin ya da ağzın bir işlevi yoktur bu sesin yaratılışında. Yürekten çıkan sestir o."

"Halk, öyle herkese kolay kolay "Baba" lakabını takmaz. ... Hak etmişti Der Giragos bunu... Hem de köküne kadar."

"Barış ile Sevgi bir gün çok acıkmışlar, yürekleri çok boş kalmışmış. Dünyayı dolaşıp bütün canlıları yüreklerine doldurmaya, yüreklerini doyurmaya karar vermişler."

"İstanbul'da mısın? Çabuk gel. Dalağını bilmem ne yaptığımının..." Onun en büyük küfrü buydu. Küfür onun için Anadolulu olmanın göstergesiydi. Hatta sevgi işaretiydi."

"Bir başka severim 23 Nisanları. Hem, bizim de hanımla evlendiğimiz günüdür aynı zamanda."

"Küslüğümüz yoktu, sarıldığımızda barışırdık. "Ne o" derdi "suratın kıçıma dönmüş..." Gülerdik, barışırdık. Bir gün beni incitecek bir şey dememiştir."

"Dindar değildi ama bazen dine sığındığı anlar olurdu. Bundan eminim."

"Babamın beni en şaşırtan huyu, cesareti ve sevgisiydi. Yeryüzünde böyle bir insan olmasına şaşırırdım."

"İtiraf etmeliyim ki karakter olarak ekip çalışmasından ziyade bireysel çalışmaya daha yatkın biriyim. Bu olumsuz yanım, iyi bir yönetici olamayaşımı da beraberinde getirir. Bunu bildiğimden olsa gerek, hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir kuruma yönetici olmak istemem."

"Tabu konular"ın tartışmaya açılması zor olduğu gibi, bu tartışmaları kendi zemininde tutmak ve başka mecralara kaymasına engel olmak da hayli zor. Nitekim Agos'un düzeni sorgulaması ve kimi alanlarda yeniden yapılanmalar önermesi, üstelik de "sivilleşme" ve "şeffaflaşma" gibi, "cemaat" kavramı ile özdeşleşmiş ve tüm uzuvlarıyla dini bir toplum görüntüsü kazanmış kapalı bir toplum yapısında ters gelecek önerilerde bulunması, bazı kesimleri rahatsız etti."

"Ben birdenbire öyle çok sokulabilen bir insan değilim; bu yakınlık hissi tamamen Hrant'ın karakteri ile ilgili. Öyle bir kavraması, kucaklaması, koruması vardı ki... Alır insanı, böyle göğsünün içine sokardı. Sen de kendini dünyanın en güvendeki insanı hissederdin."

"Hrant benim masal babamdı, çünkü insan kendine bir baba düşlese babasının Hrant olmasını ister."

"Doğu toplumlarını, Batı'dan ayıran en önemli bir özellik de 'kahraman' ve 'ilah' yaratmasındaki farklılıkta aranmalı. Bizim önemli özelliğimiz kolay yüceltip bir o kadar rahat alçaltabilmemiz ilahlarımızı ..."

"Azınlıklar ve onların azalması, devletin ve Cumhuriyet hükümetlerinin istisnasız hepsinin temel hedefi oldu. Bu azalma, bazen insanın, bazen de mülkün azalmasına tekabül eder."

"Oğlum bir şey demedim... Kızım anandır, malındır ama bana sorarsan bırak kalsın, burada gömülsün ... Su çatlağını buldu,dedim."

"Bütün baskı ve dayatmalara, entrikalara ve zulme rağmen, ayrı ayrı ve yan yana değil, birlikte ve iç içe yaşamayı gerçekleştirelim. Ben çok dua etmem ama dua ederim ki diğeri olmasın; benim halkımın başına gelen Kürt halkının başına gelmesin."

"Elbette korkuyorum. Ama ölüm hiç bir şeydir, eğer ölene kadar dimdik ayakta durabildiysen...".

Hiç yorum yok: