4 Haziran 2009 Perşembe

OKUDUĞUM SON 2 KİTAP

1) Buket UZUNER/İki Yeşil Susamuru/Everest

Sevdiğim yazar Buket Uzuner'in bu kitabını yeni okudum. Bir genç kızın babası , babasının sevgilisi ve onunla ilişkisi, kendi sevgilileri ile ilişkisi; bir genç erkeğin annesi ile ilişkileri, annesinin ondan beklentileri çok güzel bir anlatımla romana konu oluyor.

"Eğitimimizi, zihniyetimizi değiştirmeliyiz. Hareket eden, eylemci, ama sahip olmadan başaran, başarısıyla gururlanmayan, bundan avantaj sağlamayan, kendini üstün insan saymayan insan tipi yetiştirmeliyiz!"

" ... aramızda yalnızca ikimizin görebildiği incecik bir duygu seli oluşmuştu. Sanırım ben de duygulanmıştım. Ona sarılmak istediğimi sanıyorum. Ama bunun yerine en sert sesimle, "Bu görüşünüze katılmıyorum, dokunmadan da sevmek olasıdır." dediğimi duyarak, irkildim."

"Okulun en güzel kızı değildim. En zekisi, en çalışkanı da olmadım hiç. Ama güzeldim, çalışkandım ve zekiydim. Bunlardan çok dozda birine sahip olmak yerine, üçünden uygun miktarda yan yana bulundurmak bir kadına nasıl yakışır, şimdi görebiliyorum."

"Demek ki, o sıralar hala bir kadınla bir erkeğin aralarındaki ilişkiyi ancak kendilerinin yaşatabileceklerini, dostların, akraba ve hatta çocukların bu konuda hiç bir şey yapamayacağını bilmiyormuşum."

"Yaşam güçtür, evet yaşam güçtür. Ama bir kez bu gerçeği içtenlikle anlar ve kabul edersek, yaşam artık güç gelmeyecektir bize, çünkü bir kez kabullenen gerçek, artık sorun olmaktan çıkar."

"İşte bu noktada erkeklerin güçlü, dayanıklı ve sağlıklı zırhlarının, kadınlar karşısında nasıl bir beceriksizlik, saflık ve cahillikle düştüğünü anlatmak istedim."

"Ben, o iğne deliğine sıkıştım kaldım. Bedenim geçti, gelişti, bir kadın oldu ama, beynim hala bir çocuk beyni."

2) Amin Maalouf/Çivisi Çıkmış Dünya -Uygarlıklarımız Tükendiğinde-/YKY

Romanlarını severek okuduğum yazarın dünya sorunları üzerine bir denemesi. Soğuk savaş sonrası tek kutuplu dünya, Arap dünyası ve İslam'ın sorunlar üzerinde etkisi, Batı-Doğu çelişkileri, ulusların başarıları ve onurları gibi konular son derece güncel olaylardan çıkarak ele alınıyor. Değerlendirmelerine büyük olçüde katılsam da, benim çözüm önerilerim ile onunkiler ancak kısmen örtüşüyor. Yakın tarihi anlamak için de önemli bir eser.

"Birilerinin söyleminde etik bir kaygı ya da evrensel değerlere bir gönderme arıyoruz ama boşuna; ötekilerin söyleminde de, tamam bu kaygılar, bu göndermeler var, ama seçilerek ve sürekli bir siyasetin hizmetinde saptırılarak kullanılıyor."

"... Yakında üç ya da dört milyar insan, kişi başına, Avrupalı'lar ya da Japonlar kadar - Amerika'lılardan söz etmiyorum bile- tüketime başlarsa, doğal olarak hem ekolojik hem de ekonomik alanda büyük kargaşalar yaşanacaktır. ..."

"Manevi üstünlük konusunda da bir aşınma söz konusu; bu da oldukça çelişkili bir durum, çünkü Batı modelinin artık bir rakibi yok ve Avrupa ya da Kuzey Amerika tarzı yaşam sadece Varşova'da ya da Manila'da değil, Tahran'da, Moskova'da, Kahire'de, Şaghay'da, Madras'ta,Havana'da ve daha bir çok yerde, hiç olmadığı kadar revaçta; gelgelelim, "merkez" ile "merkez-dışı" arasında gerçek bir güven sorunu bulunmakta."

"... Cemaatçilik yurttaşlık düşüncesinin bile yadsınmasıdır ve böyle bir temel üstüne uygar bir sistem inşa edilemez. ..."

"... Herkesin derdi dengeli bir dil oluşturmak değil. Farklı şeylere kulak vermelerine genellikle dil engel oluyor; ama bütün uluslarda çok yaygın olan ve yalnızca küçücük bir azınlığın "başkaları"nın ne dediğini öğrenmek istemesine yol açana bir ruh hali de var; pek çok insan, kulağına hoş gelen düşüncelerle yetiniyor."

"Bu değişimi daha yakından incelemek için, onun kökenlerini ve işleyişlerini anlamaya çalışmak için, bu ölümcül labirentte el yordamıyla bir çıkış bulabilmek için "fener" görevi görebilecek kavram, meşruiyet kavramıdır."

"Bu ender raslanan tutum -söylemek istediğim, hem yenilmez olarak ün salmış düşmanlarına direnme gözüpekliğini sergilemesi, hem de bu savaşımdan galip çıkması- onun meşruiyet kazanmasına yol açmıştır. ..... Azimle işe koyulur. Osmanlı hanedanına son verir, halifeliği kaldırır, din ile devlet işlerini birbirinden ayırır, sıkı bir laik sistem kurar, halkından Avruplaşamasını ister .....
Halkı da onu izlemiştir. Çok da şikayet etmeden, gelenekleri ve inanılları altüst etmesine izin vermiştir? Neden? Çünkü halkını tekrar gururlandırmıştır. Halka haysiyetini geri veren kişi ona pek çok şeyi kabul ettirebilir. ..."

"... Bölgedeki askeri başarılarına karşın, kesin bir siyasal bozgun yaşamaışlardı. İki Avrupa'lı güç, hala dünya çapında imparatorluklara sahiplermiş gibi davrandığından, yıkıcı bir tokat yemişti. ..."

"... Bütün dünya Saddam Hüseyin'e karşı güç birliğine giderken Haşimi iktidarı onun yanında yer aldı. Saddam Hüseyin'in kazanmasını mı istiyordu? Kesinlikle hayır. Yoksa Iraklıların zafere ulaşabileceklerine mi inanıyordu? Hiç, ilgisi yok. Kral, sadece, Ortadoğu tarihinin bu çok önemli dönemecinde, halkıyla birlikte yanılmayı, halkına karşı çıkmaya yağlemişti."

"Bugün ihtiyaç duyduğumuz şeyse bambaşka bir şey. Eski meşruiyetlerden kurtulmamız gerekiyorsa, onlardan "daha üst düzey"e çıkmalıyız, yoksa kurtulacağız diye onlardan "daha aşağı düzeye" inmemeliyiz; çeşitliliğimizi, çevremizi, kaynaklarımızı, bilgilerimizi, araçlarımızı, güçlerimizi, denegelerimizi, başka bir deyişler ortak yaşamımızı ve hayatta kalma yetimizi şimdiye dek yaptığımızdan daha iyi yönetebilmemizi sağlayacak bir değer ölçeği oluşturmalıyız; yoksa her türlü değer ölçeğini dışlamaya yönelmemeliyiz."

"Bir ülke çökerken, her zaman oradan başka bir ülkeye göç etmeyi deneyebilir insan; buna karşılık, bütün dünya tehdit altındaysa, gidecek başka yer kalmaz."

"Dünya çapındaki cemaatçi bir gelişimin tehdidi altındaki zamanımızda, kadınlar ile erkeklerin dinsel topluluklarına "zincirlenmesi" sorunları çözeceğine daha da ciddileştiriyor. Buna karşın, Avrupa'daki birçok ülkenin göçmenlerin dinsel bir temel üstünde örgütlenmelerini teşvik ederek ve cemaatçi muhatapların ortaya çıkmasını sağlayarak yaptığı sadece bu."

"... Onurumuzu kaybetmeden çağdaş dünyayla bütünleşebilmemiz için geçmişimizden neye sahip çıkmalı, neyi dışlamalıyız?"

Hiç yorum yok: